Dava konusu senedin düzenleme sebebi bölümünde ''malen'' ibaresi bulunduğu; her iki taraf da senedin malen düzenlenmediğini iddia edip savunduğu için somut olayda çift taraflı tâlil söz konusu olup ispat külfetinin yer değiştirmeyeceği-
Alacaklı tarafından takip talebinde yürütülmesi istenen işleyecek faiz oranının türünün avans faizi olarak gösterildiği sabit olup, bu haliyle alacaklının takipten sonrası için avans faiz oranının uygulanmasını talep ettiğinin anlaşıldığı, takip dayanağı çekler, kambiyo senedi vasfını taşıdıklarından taraflar arasında ticari bir ilişkinin bulunduğunun kabulü gerekmekte olup; bu alacağa, 3095 sayılı Kanunda yer alan ticari temerrüt faizine ilişkin 2/2. maddede öngörülen değişen oranlarda avans faizi uygulanması gerektiği, mahkemece, takip tarihinden sonraki dönem için işlemiş faizin hesaplanması yönünden yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağının kaldırılması için; kabahatlinin çek bedeline ilişkin herhangi bir ödeme yaptığına dair belge ibraz etmesi ve yasağın konulduğu tarihten itibaren on yıllık sürenin de dolmuş olması gerektiği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık izin ve prim alacaklarının ispatı, hesaplanması ve ödenip ödenmediği noktalarında toplanmaktadır...
Menfi tespit davası-
Mahkemece, her ne kadar söz konusu bononun davaya konu çek bedelinin ödenmesi amacıyla verildiği kabul edilmiş ise de dava konusu çekin keşide tarihi, bononun tanzim tarihinden ve vade tarihinden sonraki bir tarih olduğu, davacı tarafından çekin ileri tarihli olarak düzenlendiği iddia edilmekle birlikte bu iddianın davacı tarafından ispatlanamadığı, bu itibarla söz konusu bononun dava konusu çeke karşı yapılmış bir ödeme olarak kabulünün doğru olmadığı-
Kural olarak, borç senedi borçluya geri verilmişse, borcun sona ermiş sayılacağı- Çekin bir ödeme aracı olup borçlusuna iade edilmesinin ve onun elinde bulunmasının borcun ödendiğine karine teşkil edeceği- Karinenin aksini ispatlama yükünün, çeklerin bedelsiz, tahsil edilmeden borçluya iade edildiğini savunan davalı alacaklıda olduğu- HMK’nın 290. maddesi uyarınca ispatın yazılı delille yapılması gerektiği- Davalının, eski tarihli çekleri bedelsiz iade ettiğine dair yazılı delil sunmadığı gibi yapılan tebligata rağmen ticari defter ve belgelerini de ibraz etmediği- Çeklerin davalıya verilmiş, daha sonra da davacıya iade edilmiş, davacı tarafça da muhatap bankaya geri verilmiş olduğu- Altı adet çekin arkasında davalının cirosu bulunduğu- Bu durumun çeklerin kullanıldığını, tahsil cihetine gidildiğini, borcun yenilenme iradesiyle hareket edilmediğini gösterdiği- Çekin davacının elinde olmasının ise, çek bedelinin ödendiğine karine teşkil edeceği- Tedavül kabiliyetine haiz olan senette, yetkili hamilin senedi şeklen elinde bulunduran kişi olduğu- Somut olayda 01.02.2009 tarihinde yenilendiği ileri sürülen çeklerin bu tarihte borçlunun elinde olmadığı, bankalarca gönderilen cevabi yazı içeriğinden çeklerden dört adedinin dava açılmadan önce ve üç adet çekin düzenlenme tarihinden önce iade edildiği, bedelsiz iade edildiği savunulan çeklerin bankaya dönüş tarihlerinin teslimden çok daha sonra olduğu- Bu durumda davalının bedelsiz iade yönündeki savunmasının aksine, yenileme iradesinin bulunmadığı, önceki çek bedellerinin tahsili amacıyla hareket edildiği- Mevcut dosya kapsamından ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklının, çeklerin bedellerinin tahsil edilmeksizin davacı borçluya iade edildiğini kanıtlayamadığı-
Adli para cezasının tayininde faiz, takip ve yargılama giderleri yönünden Anayasa Mahkemesince iptal kararı verildiğinden sözü edilen giderlerin karşılıksız kalan çek miktarına eklenmesinin mümkün olmadığı- Karşılıksız çek düzenleme suçunda, hükmedilecek para cezası, çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamayacağından, sanığın 38.710.-TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği-
5941 sayılı Çek Kanununun 5/1 maddesinde ''........... her bir çekle ilgili olarak 1500 güne kadar adli para cezasına hükmolunur. Ancak, hükmedilecek adli para cezası; çek bedelinin karşılıksız kalan miktarından az olamaz...........'' hükmünün yer aldığı- 187.500 TL miktarlı çekte, "30.000 TL" adli para cezasına hükmedilemeyeceği; "bankanın ödemiş olduğu 1.290 TL'nin çıkarılması sonucu, sanığın kalan 186.210 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına" karar verilmesi gerektiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.