Davacının dava dilekçesinde belirttiği muhdesatların tespitini istediği, ziraat ve inşaat bilirkişiler tarafından düzenlenen bilirkişi raporu ve eki foroğraflardan, kendisine aidiyetinin tespitini istediği açık seranın temelsiz, iskeleti çelik profilden oluşturulmuş yay çatılı, kapalı seranın da çelik profilden oluşturulmuş, yanları cam örülü, çatısı plastik örtülü olduğu, ve menkul eşya niteliğinde oldukları anlaşıldığından, davacının muhtesat niteliğinde olmadığı belirlenen açık ve kapalı seralara yönelik isteminin, "hukuki yarar yokluğu" nedeniyle dinlenmesinin mümkün olmadığı; açık ve kapalı sera yönünden hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davaların reddine karar verilmesi gerektiği-
Kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, bedel talebine yönelik yemin metninin hazırlanması bakımından yemin teklif eden davacı tarafa kesin süre verilerek, yemin sorusu yeteri kadar açık bir şekilde tespit edip, karşı tarafın da yemini kendisine teklif edilen yemin metni çerçevesinde eda etmesi sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay vermenin mümkün olmayacağı-
Öncelikle davalının cevap dilekçesi dosyaya kazandırıldıktan sonra, dilekçede belirtilen deliller değerlendirilmek suretiyle yargılama yapılarak karar verilmesi gerekirken, mülkiyetin tespitine ilişkin ilama atıf yapılmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu-
Müdahalenin önlenmesi isteği, taşınmazın hak sahipliğinin tespiti yönünde bir karar verilmesini gerektirdiğinden, ortaklığın giderilmesi davası sonucunda dava konusu taşınmazın mülkiyetinin tespiti yoluna gidildiğinden ve anılan o dava mevcut davayı doğrudan etkiler nitelikte bulunduğundan, ortaklığın giderilmesi davasının bekletici mesele yapılması gerekeceği-
Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davasına konu olan taşınmazın uygulama sırasında zeminde fiilen yol olarak bulunduğu, bu kısmın 2981 sayılı yasanın 10/b maddesi gereğince bedelsiz terkin edilmesi gereken yerlerden olduğu, şahıslar üzerine tescil edilmesinin neticeyi değiştirmeyeceği, bu itibarla mahkemece davacının kamulaştırmasız el koyma sebebine dayalı olarak bedel talep edemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava, taşınmaz üzerinde bulunan zemin kat dahil altı bağımsız bölümden ibaret binanın tamamının davacıya ait olduğunun tespiti isteğine ilişkin olup, keşifte dinlenen tanık ile yargılama oturumunda dinlenen tanık beyanları göz önünde bulundurularak üst kat olarak tanımlanan katın hangi kat olduğu, çatı arası katı olup olmadığı belirlenerek bu katın davacıya ait olduğunun tespitine bunun yanında davayı kabul edenlerin beyanları gözönünde bulundurularak binanın diğer bölümlerindeki miras paylarını davacıya devrettiklerinin gözönünde bulundurulması ve buna göre hüküm kurulması gerekeceği-
Davalının taşınmazı paydaş olan babasına teban kullanıp kullanmadığı belirlenerek, babasına teban kullandığının saptanması halinde, davanın; paydaşın paydaşa karşı açtığı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olarak nitelendirilip, tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı belirlenip, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanarak, harici veya fiili taksim yoksa TMK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümleneceği-
Muhdesatın tespiti isteği-
Talebe konu araç, evlenme tarihinden önce satın alınarak davalı eş adına tescil edilmiş olduğundan, evlilik birliği içinde edinilmiş bir mal varlığı bulunmadığı gibi, evlilik birliği içinde bu araca bir katkı yapıldığı da iddia edilmemiş olup, davacının iddiası genel hükümlere dayalı (TBK. mad. 19 vd.) olup, mal rejiminin tasfiyesi kapsamında bir talep niteliğinde olmadığı ve bu durumda, davada aİle mahkemesi görevli olmayıp, uyuşmazlığın çözüm yerinin asliye hukuk mahkemesi olduğu (HMK. mad. 2)- Görev kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK mad. 114/c), iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulacağı (HMK mad. 115/1)-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.