Olayda davacının 506 sayılı Yasa anlamında sigortalı sayılması için aynı yasa gereğince tescilinin yapılmasının zorunlu olacağı, başka bir anlatımla 2925 sayılı Yasa gereğince sigortalı olanların 506 sayılı Yasa gereğince tescil edildiğinin kabulüne imkan bulunmayacağı, somut olayda davacının 2925 sayılı Yasaya göre sigortalı olduğundan 506 sayılı yasanın 85. maddesinin öngördüğü koşullara sahip bulunmadığı, bu nedenle de, yasal statü oluşmadığından primlerin ödenmiş olmasının davacıya herhangi bir hak kazandırmayacağı-
Sahte olarak düzenlenen nüfus kimlik belgesine dayanılarak düzenlenen vekâletnameyle gerçekleştirilen tapu satışında, tapu belgelerinde bulunan bilgileri karşılaştırıp denetleme yapmaksızın işlem yapan tapu görevlilerinin bu davranışı ile davacının gördüğü zarar arasında uygun illiyet bağı bulunduğundan oluşan zarardan davalı idarenin sorumlu olacağı ve bu noktada davacının da özensizliği dikkate alınarak uygun miktarda indirim yapılarak tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Davacının, tapu sicilinin tutulmasından dolayı kusursuz sorumlu olan Hazine'ye göre daha ağır kusurlu olduğu kabul edilemeyeceği; ancak, saptanan ve mahkemece de benimsenen olguların; tazminatın kapsamını (zararın miktarını) belirlenmesi yönünde bölüşük kusur olarak değerlendirilebileceği-
Devletin, tapu sicilinin tutulmasından doğan zarardan sorumluluğunun kusursuz sorumluluk hükümlerine dayandığı-
Temlikin yolsuz olduğu Ağır Ceza Mahkemesi' nin mahkumiyet kararı ve İcra Mahkemesi'nin ihalenin feshine ilişkin kararı ile sabit olmakla, davalı adına oluşan tescil yolsuz olmasına rağmen iyiniyetli ise davalının ediniminin korunacağı- Davalı emlakçı da olsa üç gün içerisinde müşteri bulup taşınmazı satması hayatın olağan akışına uygun düşmediğinden bu durumun davalıların birlikte hareket ettiklerinin göstergesi olduğu; kayıt malikinin iyiniyetli olduğundan ve TMK. mad. 1023' ün koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Eldeki davanın sahtecilik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkin olduğu- Kötü niyet iddiası def'i değil itiraz olduğundan (kötü niyet iddiasının) iddia ve savunmanın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden nazara alınacağından delil listesinde tanık deliline açıkça dayanan ancak tanık isimlerini bildirmesi için süre verilmeyen davacıya tanık isimlerini bildirmesi için süre verilip, davalının bildirdiği tanıklar dinlendikten sonra ve Cumhuriyet Başsavcılığının eldeki davaya konu olay hakkındaki soruşturma dosyasına varsa eklenen yeni bilgi ve belgeler birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Ceza mahkemesinde dava konusu ile ilgili açılan davanın kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu taşınmazların rayiç değerlerinin çok altında ve çok kısa sürelerle el değiştirmiş olması halinde, davacı-alıcının iyiniyetli kabul edilemeyeceği, hiç kimsenin kendi kötüniyetine dayanarak hak talep edemeyeceği–
Davacının sahte olduğunu ileri sürdüğü vekâletnamenin aslı bulunamadığından davanın reddine karar verilmişse de, mahkemece yeterli inceleme ve araştırmanın yapılmamış olduğundan, vekâletname suretinde vekil edenler davacı ve annesinin fotoğraf asılları mevcut olup bu fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı tanıklara gösterilmek suretiyle tanıkların yeniden dinlenilmesi, özellikle vekâletname tanığı olana vekâletname aslına parmak izi basan ile davacının aynı kişi olup olmadığı fotoğraf aslı kendisine gösterilerek açıkça saptanması gerektiği-
Davacıların zararının, taşınmazı almak için ödediği bedelin, tapu iptali ve tescil davasındaki yargılama gideri ve bunların faizleri toplamından ibaret olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.