22. HD. 28.02.2019 T. E: 2016/6412, K: 4545-
Dava dilekçesinde faiz istenmiş olması kaydıyla, miktar artırmak suretiyle yapılan kısmi ıslahta ayrıca faiz istenmesi gerekmeyeceği, hal böyle olunca, ıslah edilen alacak miktarları yönünden de faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile aksi şekilde karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Malın ayıplı olması durumunda tüketicinin malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme seçimlik haklarının olduğu- Davacının, ilgili kanunda sınırlı olarak sayılan seçimlik haklardan bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönmeyi seçtiği anlaşıldığından, kanunda yer almayan bir diğer talebi olan satış bedeli ile rayiç bedel arasındaki fark miktarı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, satış bedeli ve tazminat nitelendirmesiyle taşınmazın dava tarihindeki piyasa rayiçlerine göre ayıpsız bedelinin davalılardan tahsiline karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Bir davada kesin hükümden söz edilebilmesi için; davanın taraflarının dava sebeplerinin ve ilk davadaki hüküm fıkrası ile ikinci davadaki taleplerin aynı olması gerektiği-
Geçerli sözleşmenin ifasının imkânsız hâle gelmesi nedeniyle sözleşmeye konu taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemiyle açılan dava yönünden, sözleşme çerçevesinde ödediği bedelin kendi talebi üzerine davacıya iade edilmiş olması ve bu ödeme sırasında herhangi bir ihtirazî kayıt konulmaması durumunda, dava konusu borcu sona erdiğinin kabul edileceği- "Son içtihatlarda hak sahiplerine taşınmazın rayiç değerinin ödenmesi gerektiğinin kabul edildiği, davacıya sözleşmenin geçersiz olduğu şeklindeki bir kabulle sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde ödediği bedelin iadesi yönünde yapılan ödemenin taraflar arasındaki borç ilişkisini tümüyle sona erdirmediği, davalının geçerli sözleşmenin kendi kusuruyla ifasını imkânsız hâle getirmesi nedeniyle davacıya karşı taşınmazın rayiç bedeli nispetinde sorumluluğunun devam ettiği, davacının sözleşmeyle ödediği bedelin kendisine iade edilmesi yönündeki başvurusunun ibra niteliği taşımadığı, sözleşmeye dayalı olarak gerçek zararın tazminini isteyen davacının kısmî ödeme sırasında ihtirazî kayıt sunmamış olmasının davalıyı borç yükünden kurtarmayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Tazminat davası bozma ilamına uyularak-
Açılan bir davada hakimin istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemeyeceği, öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kuralın sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanacağı-
22. HD. 05.02.2019 T. E: 363, K: 2419-
Aksine Kurum işlemlerinin iptali ile 6111 Sayılı Yasa kapsamında faydalandırılması gerektiğinin ve bu kapsamda davalı kuruma fazladan ödenen primlerin iadesi istemi-
İpotek konusu borç ödendiğinden ‘ipoteğin fekki’ için alacaklıya ihtirazı kayıtla ödenen paranın istirdadı için girişilen takip haklı olacağından, davanın kabulü ve inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.