Davada yıkım isteğinin de mevcut olduğu, TMK'nın 684 ve 718. maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse o şeyin bütünleyici parçalarının da maliki olduğu, dava konusu binanın bulunduğu 460 parsel sayılı taşınmaz paylı mülkiyete tabi olduğundan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.1984 günlü ve 1982/358 Esas, 1984/710 sayılı Kararında açıklandığı üzere elatmanın yanı sıra kal isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin davada yer almaları gerektiği-
Taşkın yapı sahibinin taşkın yapıyı yaptığı sırada taşınmazın kendine ait olduğu veya ileride tarafına devredileceği düşüncesiyle bina yapması gerekeceği ve yapılan bu binanın da imar planına aykırı biçimde bulunmamasının gerekeceği-
Mahkemece yerinde keşif yapılarak, raporlar arasındaki çelişkileri giderir şekilde inceleme yapılıp taşkınlığın yanılma sınırları içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, davacının talep ettiği tazminat belirlenirken taşkın arzın değeri, taşkın yapının değeri ve taşkınlık nedeniyle varsa davalının taşınmazında meydana gelen değer kaybının saptanması, taşkın kısmın ifrazının mümkün olup- olmadığının açıklığa kavuşturulması, ifrazı mümkün ise TMK’ nun 725. maddesinin değerlendirilmesi, ifrazın mümkün olmaması halinde istek de gözetilmek suretiyle irtifak hakkı tesis edilip edilemeyeceği üzerinde durulması ve sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenlerle bozulmasına neden olacağı-
Davalının iyiniyet savunmasına itibar edilemeyeceğinin açık olduğu, ne var ki; davalı ...’nın, ........ parsel sayılı taşınmazın kendi adına tapuda tescil tarihinden sonra binayı inşa etmeye başladığı dikkate alındığında, inşa edilen binanın asgari levazım bedelinin belirlenmesi, davacıya bedelin depo edilmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 13.10.2020 T. E: 2018/5586, K: 6102-
Takas yoluyla edinilen, önceden özel kişiye ait olan taşınmazın sonraki tarihlerde ihale yoluyla satışa çıkarılarak belediyeye ait olması halinde 'belediyenin özel mülkiyeti'ne tabi olduğu ve kamu malı olmadığı bu nedenle; taşınmaz hakkında özel hukuk hükümlerinin uygulanması gerektiği- Belediyeye ait taşınmaz üzerine yapı yapan gerçek kişinin temliken tescil talebinde bulunduğu somut olayda inşaatın davalı belediyeden alınan ruhsata dayandığı, taşınmazın davacı gerçek kişiye teslim edildiği ve belediyenin bu inşaata bir itirazının bulunmadığı hususları nazara alındığında belediyenin davacıyı, davaya konu taşınmazı sahiplendiği hususunda inandırdığı, meşru beklenti içine soktuğu ve inşaatın yapılmasında açık rızasının bulunduğunun kabul edilmesi gerektiğinden davacı gerçek kişinin iyiniyetli kabul edileceği ancak temliken tescil talebi için TMK.'nin 724. maddesinin diğer koşullarının mevcut olup olmadığının araştırılması gerektiği- Taşınmazın geçerli bir belediye meclis kararına dayanmaksızın encümen kararıyla ihale edildiği, tapu iptali ve tescili davasında da yapılan ihalenin tapu devrine esas alınamayacağının kesin olarak karara bağlandığı, Belediyenin açık rızasının bulunduğundan bahsedilemeyeceği, takip eden süreçte davacının kira bedelini ödediği hususları dikkate alındığında inşaatın başından beri iyiniyetin bulunduğu ve korunduğu hususunun ispatlanamadığı, iyiniyet olmadan TMK.'nin 724. maddesinin diğer koşullarının araştırılmasına gerek bulunmadığı görüşünün HGK. tarafından benimsenmediği-
MK. 725’e dayalı temliken tescil davalarının incelenmesinin, kadastro mahkemelerinin görevi dışında olduğu-
Taşkın yapı malikinin ancak iyi niyetli olması, imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği zarar arasında aşırı bir farkın bulunması halinde uygun bir bedel karşılığında temliken tescil davası ile taşan kısmın mülkiyetini veya üzerine bir irtifak hakkı kurulmasını isteyebileceği–
Kendi malzemesiyle başkasının taşınmazına inşaat yapan bir kişinin bu inşaatını komşusunun taşınmazına taşırmış olabileceği, bu durumda TMK'nın725. maddesindeki koşullar gerçekleşmiş ise taşırdığı bölümün mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebileceği- Gerek paylı mülkiyette, gerekse elbirliği ortaklığında dava, davacı paydaşların ya da ortakların birleşmesi ile açılması gerekir bazı paydaşların ya da ortakların açtığı davaya diğer paydaşların muvafakatları sağlanırsa bu durumda da davanın yürütülmesi ve sonuçlandırılmasının mümkün olacağı-
Elatmanın önlenmesi talebinde bulunmasına karşın kal'e ilişkin de karar verilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.