Kural olarak; kadim yolların ve kapanmamış yolların zilyetlikle iktisabının mümkün olmadığı, ancak, kadastroda yol olarak belirlenen yerler ile kapanmış yolların koşulları oluştuğu taktirde zilyetlikle kazanılmasının olanaklı olduğu, bundan ayrı, ıslah yoluyla davanın tarafının değiştirilmesinin kural olarak mümkün olmadığı, ancak, TMK.nun 713/1. maddesine dayalı tescil davalarında, aynı kanunun 713/3. maddesi uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişiliği yasal hasım olduğundan ve bu tür davalar kamusal yönü ağırlıklı davalardan olması nedeniyle istisnai olarak ıslah yoluyla her zaman doğru hasıma davanın yöneltilmesinin mümkün olabileceği, hatta davada taraf gösterilmese dahi sonradan davanın bunlara yöneltilmesinin ve taraf teşkilinin sağlanmasının mümkün olduğu-
İhaleye katılma talebi haksız olarak engellenmiş olan kişinin de –bu durumu kanıtlaması halinde- ihalenin feshi davası açabileceği-
Ticari satımlarda ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı her türlü davanın, satılandaki ayıp daha sonra çıkmış olsa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı (TTK. mad. 23/1; TBK mad. 231/1)- Makinelerin yenisi ile değiştirildiği ikinci teslim tarihleri ve dava açılış tarihi gözetildiğinde iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu-
Davalı ile dava dışı kişiler arasındaki sözleşmenin, tarafı olmayan ve yapılan inşaattan zarar gören davacı için hüküm ifade edemeyeceğinden; dava konusu taşınmazların tedavül kayıtlarının getirtilmesi, eski hale getirme bedelinin tahsili isteği yönünden taşınmazların davacı tarafından temlik edildiğinin belirlenmesi halinde HMK. mad. 125 uyarınca işlem yapılması halen davacı adına kayıtlı taşınmazlar ile ilgili eski hale getirme bedelinin tahsili isteği yönünden inceleme yapılması, bu parseller ile birlikte, davacı tarafından temlik edildiği belirlenen parseller hakkında da işin esasına girilerek soruşturmanın tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Karz akdine dayalı alacak istemi-
Haksız el koyma nedenine dayalı maddi tazminat istemi-
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen dikkate alınması gerektiği- Mahkemece dava konusu taşınmaza ilişkin güncel tapu kaydı dava dosyasına getirtilerek, HMK’nun 114. ve 124. maddeleri gereğince dava konusu taşınmazda hak sahibi olan tüm taraflar tespit edilerek ve taraf teşkili sağlanarak işin esasına ilişkin karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi hakkında bedele hükmedebilmesi için, öncelikle borçlu ile üçüncü kişi arasındaki tasarrufun iptal edilmesi, bundan sonra iptal edilen tasarrufa konu mal ve hak üzerinde davacı alacaklıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi şayet dava bedele dönüşmüş ise bedelin üçüncü kişiden tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Davacının davalı bankaya ait bir ATM'den havale yaparken yanlışlıkla davalı kişiye ait olan hesaba havale yaptığı, davacı ile bu davalının arasında para göndermesini gerektirecek herhangi bir hukuki ilişkinin bulunmadığı, bu haliyle davalının sebepsiz zenginleşmiş olduğunu, bu paranın davacıya iadesi gerektiği, ancak bu işlemlerin yapılmasında davalı bankanın herhangi bir sorumluluğunun olmadığı ve davalı bankanın pasif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalı banka yönünden davanın pasif husumetinin yokluğu nedeniyle reddine, yanlışlıkla havale edilen miktarın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalıdan tahsili gerektiği-
Davalı eşinin boşanma davası açıldıktan sonra dava konusu taşınmazın danışıklı olarak davalılara devrettiğini iddia eden davacının açtığı davada, son kayıt maliki ile ara malik arasında şekli bakımdan zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu- Davacının bir alacağının bulunup bulunmadığı yani hukukî yararının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından davacı ve davalı arasındaki mal tasfiyesi davasının sonucunun beklenmesi gerektiği- Davacı, son kayıt malikinin de muvazaalı olarak satın aldığı iddiasında ise, taşınmaz birçok defa el değiştirdiğinden kötü niyet zincirinin tespiti, araya iyi niyetli kişilerin girmesi suretiyle bu zincirin kopup davacı ile son malik arasında mülkiyet yönünden hukukî irtibatın kesilip kesilmediği ve muvazaanın ispatı bakımından son kayıt maliki yanında diğer ara maliklerin tümünün davalı gösterilmesi gerektiğinden, anılan şahsın (ya da şahısların) davaya dahilinin sağlanması için davacı tarafa süre verilmesi gerektiği- Davacıya muvazaa iddiasının kapsamı sorularak mahkemece, davalı ile şekli bakımdan dahil olması gereken diğer davalıların davaya dahilinin sağlanması, mal tasfiyesine ilişkin davanın sonucunun beklenmesi, alacağın varlığı sabit olduğu ve davalıların tümü yönünden muvazaa olgusu ispat edildiği takdirde davanın kabulüne, aksi hâlde davanın reddine karar verilmesi gerektiği- "Taşınmazın eldeki dava açıldıktan yaklaşık bir yıl önce el değiştirdiği, istem tapunun iptali ve tescile yönelik olduğundan hükmün infazı bakımından davanın son kayıt malikine karşı açılması gerektiği, somut olayın niteliği ve davacının talebi gereği ara kayıt maliklerine davanın yöneltilmesinin gerekmediği, davalıların taraf sıfatlarının bulunmadığından verilen ret kararının yerinde olduğu ve hükmün onanması gerektiği" görüşü ile "diğer davalıların ancak asıl hasım olması gereken son kayıt maliki yanında zorunlu dava arkadaşı olabileceği, taşınmazın dava açılmadan önce devredildiği, bu durumda davacıya son kayıt malikine ayrı dava açması için süre verilmesi, açılacak davanın birleştirilmesi ve sonrasında da davacının hukukî yararının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından mal tasfiyesine yönelik davanın da sonucunun beklenmesi gerektiği" şeklindeki değişik gerekçeyle bozma gerektiği yönündeki görüşlerin HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.