Olumsuz görev uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için dosya kendisine gönderilen mahkemenin de kararında karşı yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerektiği- Merci tayini için aranan "iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı bulunması" koşulunun henüz gerçekleşmediği anlaşıldığından dosyanın mahalline iadesine karar verilmesi gerektiği-
4077 s. K. 10. maddesi kapsamında olan tüketici kredisi sözleşmelerinin kefilleri yönünden İİK. mad. 68/b'nin uygulanamayacağı, kefilin bu hususu şikayetinin süreye tabi olmadığı- Duruşma yapma hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de (İİK. mad. 18); anılan takdir yetkisi mutlak bir seçimlik hak olmayıp halin icabına göre işin duruşmalı olarak incelenmesi gerektiği durumlarda mahkemenin takdir yetkisini duruşma yapmaktan yana kullanması gerektiği-
Davacının, dava dilekçesinde her ne kadar araçtaki ayıp giderilmişse de aracın orjinalliğini kaybettiğini ve bu nedenle araçta değer kaybının meydana geldiğini belirterek bedelden semen indirimi talep ettiği uyuşmazlıkta mahkemece, bilirkişi kurulundan onarım sebebiyle araçta değer kaybının oluşup oluşmadığı yönünde ek rapor alınarak ve bu husus üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
HMK'nin 125.maddesi hükmünün dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını getirdiği, hâl böyle olunca, HMK' nin 125. maddesi uyarınca usûli işlemlerin tamamlanması, ondan sonra işin esası hakkında bir hüküm kurulması için kararın bozulması gerekeceği-
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 9.6 maddesinde düzenlenen lisans kaybı tazminatının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi-
Tüketicinin, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahip olduğu- İadesine hükmedilen aracın satın alındığı tarih, davacının elinde bir yılı aşkın süre boyunca herhangi bir yakınma olmaksızın kullanılmış olması, ayıbın mahiyeti ve tespit edilen ayıbın aracın değerinde yalnızca 2.500,00 TL kayba neden olacağı dikkate alındığında mahkemenin ayıp oranda hakkaniyet gereği bedel indirimi seçeneğini değerlendirmemesinin hatalı olduğu-
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu- Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla dava açıldığı deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkemenin, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı vereceği- HMK. 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmünün yer aldığı- Diğer taraftan, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinde ise "Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi, kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." ifadesine yer verildiği -
634 s. K. mad. 35 uyarınca, apartman yönetimi hakkında takip yapılabileceği gibi, 20. madde uyarınca ilama konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında da takip yapılabileceği, alacaklının bu konuda seçimlik hakkının bulunduğu- Takibe dayanak ilamda, apartman kat malikleri yönetim kurulu başkanlığı davalı olarak yer aldığından icra takibinde borçlu olarak gösterilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-
Harita mühendisi tarafından ibraz edilen bilirkişi raporunda, çekişme konusu taşınmazlarda kadastro paftası ile zemin arasında uyumsuzluklar bulunduğu, yapılan ifraz işlemi sırasında parsellerin yüzölçümlerinin ne şekilde hesaplandığının tespit edilemediği, bu nedenle eldeki davada yıkım isteği bulunduğu ve pafta çap uyumsuzluğunun giderilerek bir hüküm kurulmasının gerekeceği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (HMK) 125. maddesindeki düzenleme, kendiliğinden (re'sen) gözetilmesi zorunlu bir usul kuralı olup, mahkemece davacı tarafa seçimlik hakkı hatırlatılarak davayı ne şekilde sürdüreceğinin sorulması ve sonucuna göre işlem yapılması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.