Harcı yatırılarak ıslah ile arttırılan kısmın ayrı bir dava, diğer bir anlatımla ek dava olarak kabulü gerektiğinden, ek davadaki ilkelerin burada da söz konusu olacağı, ıslah suretiyle istenen miktara faiz yürütülmesi talep edilmediğinden, dava açılırken talep edilen faizin bu talebe yansıtılamayacağı, kendisi faiz talep etmeyen davacı lehine faiz yürütülmesi olanağı bulunmadığı ve sonuçta ıslah ile arttırılan kısım için faiz talep edilmediğinden bu bölüm için faize hükmedilemeyeceği sonucuna varılması gerektiği- Mahkemece, dava dilekçesi ile talep edilen miktar yönünden yasal faize hükmedilmesi, ıslah ile artırılan miktara yönelik olarak ise faize hükmedilmeksizin hüküm kurulması gerektiği-
Taşınmaz satışının muvazaalı olduğu iddiasıyla TBK.’nin 19. maddesine dayanılarak açılan bir davada, muvazaa iddiasının kabulü hâlinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK) 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen "tasarrufun iptali davası" olarak değerlendirilip "tapu iptali ve tescil" yerine İİK. m. 283 kıyasen uygulanıp "davalıya ait taşınmaz üzerinde alacak ve ferileriyle sınırlı olarak davacıya haciz ve satış isteyebilme yetkisi verilmesi" şeklinde hüküm kurulup kurulamayacağı-
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı kira tazminatının tahsili istemine ilişkindir...
Sorumlu olanlardan biri hakkında dava açıldıktan sonra diğer bir sorumlunun harcı yatırılmayan dilekçe ile dâhili dava edilmesi ve hakkında hüküm tesis edilmesi olanağının bulunmadığı-
Kesin yetki halinin kuralının bulunmadığı ve birden fazla yetkili mahkemenin bulunduğu hallerde yetkili mahkemeyi seçme hakkının davacıya ait olduğu- Davacı, kesin yetki kuralının bulunmadığı bir davayı yetkisiz bir mahkemede açmışsa, seçme hakkının itiraz eden davalıya geçeceği- Davalının bildirdiği yetkili mahkemede davanın görülmesi gerekeceği-
Davacı yanca 25440 ada 2, 3 ve 27843 ada 66, 67 parsellerin tescili istenmiş olmakla davalı Kooperatif'ten itibaren yapılan tüm devirler gözetilerek en son malike kadar - aradaki rucü ilişkisi de dikkate alınarak- devir yapılan tüm şahısların davada yer almalarının gerektiği, bu nedenle davacı yana belirtilen eksikliğin ikmali için süre verilerek tüm bu şahıslara karşı dava açmasının sağlanması, dava açıldığında mevcut dava ile birleştirilmelerinin temin edilmesi gerekeceği-
HMK'da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetkinin, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetki olduğu, bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacının bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahip olduğu, davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkının davalılara geçeceği- Kesin yetki kuralı bulunmayan davada davalılardan sadece davalı yetki itirazında bulunduğu halde, yetki itirazında bulunmayan diğer davalı yönünden de yetkisizlik kararı verilmesinin isabetli bulunmadığı-
6. HD. 08.12.2022 T. E: 4080, K: 5754
E.tmanın önlenmesi,yıkım ve ecrimisil istekleri-
Zamanaşımının başlangıcı için zararın öğrenilmesi yeterli olmayıp yetkili makamın olur vermesi gerektiğinden ve somut olayda yetkili makamın oluru bulunmadığından da zamanaşımının dolmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.