Geçersiz (harici) sözleşme gereğince ödenen araç bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, geçersiz sözleşme nedeniyle TBK. mad. 77-82 gereğince sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tarafların aldığını iade etmekle yükümlü olduğu-
Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı tespit edilen hak sahiplerine gelir veya aylık tahsisi yapılmaması ile bağlanan gelir veya aylığın  kesilmesine ilişkin Kurum işlemi usul ve yasaya uygun olup gelirin veya aylığın kesilme tarihi ile Kurumun geri alma hakkının kapsamına ilişkin olarak; fiilen birlikte yaşama olgusunun başlama tarihi esas alınarak bu tarih itibariyle gelir veya aylık kesme veya iptal işlemi tesis edilip ilgiliye, anılan tarihten itibaren yapılan ödemeler yasal dayanaktan yoksun ve yersiz kabul edilmesi gerekip  ancak uygulanacak madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, fiili birliktelik daha önce başlamış olsa dahi maddenin yürürlük günü öncesine gidilerek; 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin borç tahakkuku söz konusu olmamalı ve bu şekilde belirlenecek yersiz ödeme dönemine ilişkin olarak 5510 sayılı Yasanın  96. maddesine göre uygulama yapılması gerektiği-
Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi halinde icra mahkemesince, HMK. mad. 209 uyarınca takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği- Cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibinin durdurulabileceği-
Takibin dayanağı olan "teyit" başlıklı belge içeriği ile değerlendirildiğinde; belgenin Menemen Belediye Başkanlığı adına Mali Hizmetler Müdürü tarafından imzalandığı, üst yönetici ve dolayısıyla harcama yetkilisi olarak Belediye Başkanının imzasının bulunmadığı, harcama yetkisinin belgede imzası bulunan Mali Hizmetler Müdürüne devredildiğine dair yazılı bir belgenin sunulmadığı ve iddia edilmediği, dar yetkili icra mahkemesince bu hususun araştırma konusu yapılamayacağı anlaşıldığından, dayanak belgenin İİK'nın 68/1 maddesi kapsamındaki belgelerden sayılamayacağı ve alacağın varlığının yargılamayı gerektirdiğinin kabulünün gerektiği-
Borçlu itirazında kira akdini ve varsa buna ait mukaveledeki imzasını açık ve kesin olarak ret etmez ise, akdi kabul etmiş sayılacağı-
Çekin kanuni süresinde yetkili hamil tarafından bankaya ibrazında, muhatap banka tarafından çek üzerinde yapılacak inceleme, Türk Ticaret Kanunu ve Çek Kanunu'nda yazılı hususlarla sınırlı olacağı- Muhatap banka tarafından çek hesabında yeterli karşılık varsa çek bedelinin hamile ödenmesinin zorunlu olduğu- Çek hesabında yeterli karşılık bulunmuyorsa, bu durumda yetkili hamilin talebi üzerine, Çek Kanunu'nun ilgili maddesinde yazılı hususlar çekin arkasına yazılmak suretiyle karşılıksızdır işlemi yapılmasının zorunlu olduğu- Çekin süresinde yetkili hamil tarafından muhatap bankaya ibrazında, şayet yeterli karşılığı bulunmuyorsa, bu durumda yetkili hamilin talebi üzerine, 5941 sayılı Kanun'un 3 maddesinin 4. bendinde yazılı hususların, çekin arkasına yazılmak suretiyle 'karşılıksızdır' işleminin yapılması gerektiği-
Uyuşmazlık; kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takipte borçlu tarafından imzaya itiraz edildiği somut olayda, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı ve Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi Başkanlığı tarafından düzenlenen raporlarda imzanın borçlunun eli ürünü olup olmadığı yönünde daha ileri bir tespite gidilemediğinin bildirilmesi karşısında, grafoloji konusunda uzman üç kişilik bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ve imzanın borçlunun eli ürünü olduğunu belirten 09.12.2019 tarihli raporun hükme esas alıp alınamayacağı, buradan varılacak sonuca göre imzaya itirazın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
İ. sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmeler olduğu ve koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığının kabul edilmesi gerektiği- İ.lı işleme dayalı davanın şekle bağlı olmayan yazılı delille ispatı gerektiği- Borç ilişkisinin kaynağının davacının ve davalının imzasını taşıyan "sözleşme'' başlıklı belgeye dayandırdığı, inançlı işlem olgusunun varlığının imzası inkar edilmeyen bu belge ile sabit olduğu ve davalı tarafından ibraz edilen dekonta göre ödeme yapılarak kredi borcunun kapatıldığı anlaşılmakla ve TBK. mad. 97 uyarınca, kendi edimini yerine getirmeyen, karşı edimin ifasını isteyemeyeceğinden, davalı tarafından bankadan çekilen kredi için dava dışı kişi tarafından yapılan geri ödemelerin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi ve kalan kısım açıkça saptanarak mahkeme veznesine depo etmeleri için davacılara önel verilmesi, depo ettikleri takdirde sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Taleple bağlı kalınarak ilk kayıt maliki olan davacı için tapu iptal ve tescil hükmü kurulması gerekirken diğer davacı adına tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasının da isabetsiz olduğu-
Borçlu tarafından ‘ihtiyati haciz kararına dayanak teşkil eden senedin/çekin teminat amacıyla verildiği’ iddiasının yazılı belge ile kanıtlanması halinde –alacağın muaccel olması koşulu gerçeklememiş olacağından- mahkemece ‘ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği–

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.