Ödeme emrinin iptaline yönelik bu dava "menfi tesbit" niteliğinde olup, maddede belirtilen "böyle bir borcu olmadığı" "kısmen ödendiği" veya "zamanaşımına uğradığı" yönündeki iddalarına dayanılması gerekmekte olan bu nitelikteki davaların adli yargıda görülmesinin gerektiği-
Kural olarak, sıra cetveline itiraz davalarının maktu vekalet ücretine tabi olduğu-
Kefalet edilen borcun, alacaklısı yönünden amme alacağı niteliği taşıdığının kefil tarafından, kefalet sırasında bilinmekte olduğunun; yani anılan şirket yetkilisinin, temsil ve ilzama yetkili olduğu şirketin bir amme alacağına kefil olduğunu bilerek 14.02.2001 tarihli kefalet senedini imzaladığının açıkça anlaşıldığı-
Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıl olarak öngörülmüşse de, fona devir tarihinden önce zamanaşımı süresinin dolduğu hallerde kanunda yer alan 20 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmayacağını, kazanılmış hakların korunulması gerekeceği-
Davalı banka tarafından davacı hakkında daha önce başlatılan takipte davacı borçlu olarak gösterilmişse de ödeme emrinin tebliğ edilmemesi, daha sonra aynı alacak için dava konusu yeni takip yapılması durumunda, mükerrer takip yapılıp yapılmadığının icra dosyası incelenerek değerlendirilmesi ve sonucuna göre İİK’in 43/2. maddesi uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; 6111 sayılı Kanun ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’na eklenen geçici 10. madde ve Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği 103. madde 4. fıkrasındaki hükümlere dayanarak, geçmiş dönemlere ilişkin belge türü veya Kanun numarası hatalı seçilerek verilen aylık prim ve hizmet belgelerini düzelterek 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu geçici 10. maddesinde düzenlenen sigorta prim teşvikinden yararlanmak için yapılan başvurunun reddine ilişkin açılan Kurum işleminin iptali davasında davacı şirketin Sosyal Güvenlik Kurumuna husumeti yöneltip yöneltemeyeceği-
5411 s. Bankacılık Kanunu'nun 140. maddesinde yer alan vergi (resim ve harç) muafiyetinin, 26.12.2003 tarihinden önce kredi kullanıp da vadesi geçtiği halde henüz ödenmemiş alacaklarının tahsiline ilişkin olarak yapılacak icra takiplerinde uygulanabileceği-
Şikayetçi banka alacağının 6183 SY. 21/1. madde kapsamında sayılmasının, üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğurmamak şartına bağlandığı-
Fona devredilen bankaların alacakları 6183 sayılı Kanuna göre tahsili gerekmekte ise de, bu bankaların alacaklarının sıra cetvelinde «imtiyazlı alacak» olarak yer alacağına dair özel bir düzenleme bulunmadığı—

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.