Davacı tarafından ... A.Ş.’ye 19.11.1999 tarihinde 2.485,00 TL yatırıldığı, davacının mevduat alacağının ... A.Ş. yöneticilerinin kendilerine ait şirketlere usulsüz kredi verilmek suretiyle tüketildiği, alacağın ... Ltd.'den tahsil edilmesinin mümkün olmadığı, ... A.Ş.'nin bir kısım yöneticilerinin ... A.Ş. aracılığıyla Off Shore hesabı açtıran kişileri bankayı vasıta kılmak suretiyle dolandırdıkları ve davacının iradesinin açıkça fesada uğratıldığı gerekçesiyle 'davanın kabulü ile, 2.485,00 TL’nin 19.11.1999 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan tahsiline' karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı-
Off shore hesaba yatırılan paranın istirdadı istemi-
Müzayaka halinde bulunan bankanın bu halinden faydalanmak girişiminde bulunan davacı tutumu, M.K’nun 2 ve BK’nun 19 maddelerine de aykırılık teşkil ettiğinden “itirazın iptali” davasının reddi gerekeceği-
İcra mahkemelerinde asli veya fer'i müdahil olarak şikayete müdahale yolu ile katılmanın mümkün olmadığı-
MK'nın 950. maddesi uyarınca alacaklının, borçluya ait olup onun rızasıyla zilyedi bulunduğu taşınırı veya kıymetli evrakı, borcun muaccel olması ve niteliği itibarıyla bu eşyanın alacak ile bağlantılı bulunması halinde, borç ödeninceye kadar hapsedebileceği ve alacaklının, şartlar oluştuğu takdirde hapsettiği şeylerin paraya çevrilmesini isteyebileceği-
İş sözleşmesini fesheden iş sahibi; yönetim yetkisi kapsamındaki bu hakkını kullanırken keyfi davranmaması gerekeceği, işletmesel kararı alırken dürüst olması gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Davacının, hesaba yatırılan miktarları esas alarak tahsil hükmü kurulması talep ettiği nazara alındığında, mahkemece davacıya yapılan ödemelerin bulunduğu da tespit edilmesine rağmen, davanın tam kabulü yönünde hüküm tesis etmesi doğru olmadığı gibi, alacak miktarına yönelik hüküm bölümünün de infazda tereddüt yaratacak nitelikte olduğu-
Bankacılık Kanunu gereği üyelerinin bir kısmı, Fon'un gösterdiği adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen müflis bankanın, iflas idaresinin kararının iptali talepli davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu-
Başkasının borcu nedeniyle 3. kişinin malına konulan haciz sonucu uğranılan zararın tazmini davasının, tüm haciz koyanlara değil, satışı isteyip malları sattırana yöneltilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.