SSK'nun alacağının, iflâsın açıldığı tarihte "asıl alacak ve gecikme zammı"ndan oluşan tutarının masaya kaydının gerekeceği, iflâsın açılmasından sonra -İİK. 196/III uyarınca- işleyecek "gecikme zammı"nın masaya kaydedilemeyeceği, ancak tüm alacaklar karşılandıktan sonra masa aktinde para artması halinde, bu artan paradan ödeneceği–
Faturalarda bulunan “vadede ödeme yapılmadığı takdirde, belli miktarda vade farkı ödeneceğine” ilişkin şerh ve faturaya yasal sürede itiraz edilmemesi fatura içeriğinin kesinleşmesi sonucunu doğurup, vade farkı istenmesine olanak sağlamayacağından, vade farkı istenebilmesi için, taraflar arasında bu konuda sözleşme ya da teamül haline gelmiş fiili bir uygulamanın olması gerekeceği-
Tüketici kredisinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkin davada, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin ileri sürülen sebeplerin incelenmesinin artık mümkün olmadığı, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaların yasaya uygun olarak yapıldığı, uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranlarının yasal çerçevede olduğunun anlaşıldığı raporun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu-
2577 sayılı Kanun uyarınca; takip alacaklısının kararın tebliğ tarihinden takip tarihine kadar geçen süre için tecil faizi talep etmesinde ve ilamın infazı için kesinleşmesine gerek olmayan ilamlardan olması hasebiyle alacak kalemlerine faiz işletilmesinde herhangi bir yasal engel bulunmadığı-
Bir borcun ipotekle temin edilmesi halinde alacaklının öncelikle borcu ipotekle teminat altına alınan borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapması zorunludur, ancak ipotek miktarı borcu ödemeye yetmiyorsa, borcun ipotekle karşılanamayan kısmı için borcu ipotekle teminat altına alınan borçlu hakkında haciz yoluyla takip yapılabileceği, aynı kuralın ipotekle teminat altına alınan kefalet borçları için de geçerli olduğu-
17.07.2011-14.08.2011 tarihleri arasında düzenlenen 13 adet fişten doğan alacağın tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi gereği iptali istemi-
İnşaat sözleşmenin iptali ve bu sözleşme sebebi ile ödenmiş olan bedellerin faizine ilişkin icra takibinde, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile itirazın iptali ile birlikte icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler nedeni ile sonradan düzenlenen sözleşmenin ilk sözleşmedeki prim(kardan pay alma), taraflar arasındaki hükmü ortadan kaldırıp kaldırmadığının çözümü için sözleşmelerin incelenmesi ve hukuksal sonucunun değerlendirilmesi gerektiği- İşçinin, kâr ve zararla ilgili bilgileri işverenden isteme hakkı bulunmadığı, işçinin alacağı kâr payının, safi kâr üzerinden hesaplanması gerektiği- Sözleşmeyle işçiye ücretle birlikte üretilenden, cirodan veya kardan belli bir pay verilmesi kararlaştırılmışsa, hesap dönemi sonunda bu payın, yasal hükümler veya genellikle kabul edilmiş ticari esaslar göz önünde tutularak belirleneceği- İşçi ayrıldığında proje veya iş tamamlanmamış, ancak dava tarihine göre tamamlanmış ve işveren bu işten dolayı kar etmiş ise, burada kardan pay almanın kıstelyevm esasına göre çalışılan süre ve çalışılmayan süreye oranlanarak belirlenmesi gerektiği- Hukuki nitelendirme ve yukarıda belirtilen ilkelere göre, davacının prim alacağına hak kazanabilmesi, başka bir ifade ile bu alacağın muaccel olması için primin dayanağı projelerin öncelikle tamamlanmış olması gerektiği-
Eşlerin (ya da nafaka borçlusu baba ile nafaka alacaklısı çocukların) birlikte yaşadığı dönem içinde, borçlu kocanın (babanın) nafaka yükümlülüğü olmayacağından borçlu kocanın (babanın) bu dönem için nafakadan sorumlu tutulamayacağı–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.