İcra mahkemesince borçlunun tazminatla sorumlu tutulması doğru ise de, tazminata, yabancı para alacağının takip tarihindeki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığı belirlenerek hükmedilmesi gerekirken yabancı para (USD) esas alınmak suretiyle tazminata karar verilmesi isabetsiz olup; hükmün bu nedenle bozulması gerekmekle beraber, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Eşinden boşanmasına rağmen fiilen birlikte yaşamayı sürdüren davalıya ödenen yersiz aylıkların tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkâr tazminatı istemi-
İtirazın iptali davasında, dava takip borçlusuna karşı açıldığından HMK. nın 124. maddenin uygulanma imkanı bulunmadığı, davacı vekili takibe alacak davası olarak devam edileceğini bildirdiğinden itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesi mümkün bulunduğu ve artık HMK'nın 124. maddesi işlerlik kazandığı-
Davalı taraf “takibe konu edilen fatura içeriğindeki malları teslim almadığını” savunarak akdi ilişkinin varlığını inkâr ettiği durumda “davalıya mal satarak teslim ettiği” iddiasının davacı tarafından kanıtlanması gerekeceği-
İtirazın iptali davası bozmaya uyularak-
Davalı, “davacı yanca düzenlenen faturalardaki malların teslim edilmediğini” savunmuştur. Bu durumda “bu malların teslim edildiğini” savunan davacının buna ilişkin delilleri sunması sağlanıp oluşacak duruma göre karar verilmesi gerekeceği-
Sitede henüz toplu yapı yönetimine geçilmediği anlaşıldığından; uyuşmazlığın Kat Mülkiyeti Kanununa göre değil, genel hükümlere göre çözümlenmesi ve görev hususunun da buna göre tespit edilmesi gerektiği-
Aynı taşınmaz için düzenlenmiş 01.02.2013 başlangıç tarihli, bir yıl süreli aylık kira bedeli 3.500 TL olan kira sözleşmesi ile aynı tarihli kira bedeli aylık 1.250 TL olan sözleşmelerden hangisine itibar edileceği noktasındaki uyuşmazlıkta, her iki sözleşmedeki imzaların taraflara ait olduğu uyuşmazlık konusu olmadığından, ilk sözleşme ortadan kaldırılmadığına göre davacının sözleşmeye göre alacağını isteyebileceği-
Dava konusu aidat miktarı kooperatif genel kurul kararlarıyla belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davacının takip konusu alacak kalemlerine uygulanması gereken azami faiz oranının TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yıllık temerrüt faiz oranı olduğu, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranının, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağı-
Havale makbuzunda paranın borç olarak gönderildiğine dair açıklama bulunmaması halinde, ödünç ilişkisinin kanıtlanamamış olacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.