Şikayet tarihinden önce haczin düşmüş olduğunun belirlenmesi halinde, şikayetin konusu olmayacağından, başvurunun fuzuli yapıldığının kabulü gerekeceği- Bununla birlikte, şikayet tarihi itibariyle satış isteme sürelerinin henüz dolmadığı hallerde, şikayetin incelenmesi sırasında 'haczin ayakta olup olmadığı'nın mahkemece değerlendirilmesi ve haczin düştüğünün tespiti halinde, şikayetin konusuz kaldığının kabulü gerekeceğinden, 'şikayetin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına' hükmedilmesi gerekeceği- Taşınmazın usulüne uygun olarak haczedildiğinin kabulü için icra müdürlüğünce haciz kararı verilmesi yeterli olup, haczin geçerliliği ve tamamlanmış sayılması için ayrıca tapu siciline şerh verilmesinin zorunlu olmadığı; İİK.’nin 106 ve 110. maddeleri uyarınca haczin düşmüş olup olmadığı belirlenirken sürenin başlama tarihi olarak icra müdürlüğünce 'haciz kararının verilme tarihi'nin esas alınması gerekeceği-
Asıl işi çiftçilik olan borçlunun yan gelir elde etmek amacıyla yan işler yapmasının, çiftçilik sıfatını ortadan kaldırmayacağı ve böyle bir durumda, borçlunun asıl uğraşısının çiftçilik olup olmadığı araştırılıp tesbit edildikten sonra, kendisi ve ailesinin geçimi için zaruri olan arazinin miktarı, haczedilen haczedilmeyen tüm taşınmazları, keşif ve bilirkişi incelemesi ile belirlenmeli ve borçlunun elde ettiği ek gelirler de dikkate alınarak hesaplama yapılması gerektiği- Borçlunun çiftçilik mesleğini icra ettiği tespit edildiği takdirde, şikayet tarihinde haczedilen ve haczedilmeyen tüm taşınmazlarından elde ettikleri gelir tespit edilip, haciz anında kanunen bakmakla yükümlü oldukları kişilerin kimler olduğu, haczedilen tarla vasfındaki taşınmazların, kendileri ve ailelerinin geçimleri için zaruri olup olmadığı ya da ne kadarının zorunlu olduğunun belirlenmesiyle, elde edilen tüm veriler birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 11. ve Tebligat Yönetmeliği'nin 18. maddeleri gereğince vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılması zorunlu olup, haczedilemezliği öne sürülen 8 No’lu bağımsız bölümün haczine dair vekile çıkarılmış ve usule aykırı bir tebligat da bulunmadığına göre, olayda usulsüz tebliğ ile ilgili 7201 Sayılı Tebligat Yasası'nın 32. maddesinin uygulama yerinin olmadığı, bu itibarla, borçlu vekilinin vekaletnamesini ibrazından sonra 22 örnek davet kağıdının borçlu asile gönderilmesinin yasaya aykırı olduğu, borçlunun vekili varken asile yapılan tebligatın yok hükmünde olup sonuç doğurmayacağı; bu tebligat ile yasal itiraz ve şikayet sürelerinin işlemeye başlamayacağı-
Henüz mirasçılara intikal etmediği için borçluya isabet edecek hisse üzerine haciz konulan taşınmazdaki borçlunun hissesi tespit edilerek, taşınmazın tamamının değeri üzerinden borçlu hissesine isabet edecek değer belirlendikten sonra borçlunun haline münasip ev alması için gerekli olan miktarın tespiti ile haczedilmezlik şikayetinin incelenmesi gerektiği-
Meskeniyet şikayetinin dinlenebilmesi için borçlunun sürekli o evde oturmasının şart olmadığı, yazlık olarak kullanılan ev için de meskeniyet iddiasında bulunulabileceği-
Alacaklı vekilinin talebi üzerine, borçlunun taşınmazı üzerine İİK.nun 150/c maddesi şerhi konulmasından sonra, borçlunun haczin kaldırılmasına yönelik yaptığı şikayetin, söz konusu şerhi tapu müdürlüğüne doğrudan yazı ile koyan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği-
Takip dayanağı ilam incelendiğinde alacağın kooperatif uyeliğinden kaynaklandığı haczedilmezlik şikayetine konu meskenlerin kooperatiften edindikleri evler olduğu görüldüğünden, İİK 82/2, 3, 4, 5, 7 ve 12 nolu bendinde yazılı istisnaların uygulanmayacağı ve meskeniyet iddiasının dinlenilemeyeceği-
Meskeniyet şikayeti üzerine icra mahkemesince "taşınmazın borçlunun haline münasip mesken alabileceği değerden aşağı olmamak üzere satılmasına" karar verilmesi gerekeceği-
Bilirkişi tarafından sunulan raporda davacının haline münasip bir evi 200.000 TL bedelle alabileceği evin değerinin ise 277.732.50 TL olduğunun ifade edildiği, 2004 Sayılı İİK.'nin 82/12 maddesine göre borçlunun haline münasip evinin haczedilemeyeceği, mahkemece yapılan yargılama sonrasında haczedilen evin borçlunun haline münasip bir ev alabilmesi için taktir edilen 200.000 TL den aşağı olmamak üzere satılmasına ve satım bedelinin 200.000 TL'sinin borçluya haline münasip ev alabilmesi için verilmesine dair verilen kararın usule uygun olduğu-
İcra Mahkemesi'nce, borçlunun, sözü edilenlerle birlikte barınması için, zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise, satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktarın borçluya bırakılması, kalanının alacaklıya ödenmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.