İş ortaklığının ayrı bir tüzel kişiliği bulunmadığı gibi ortaklığı oluşturan şirketler tüzel kişiliklerini koruduğundan, dava dilekçesinin ayrı ayrı iş ortaklığını oluşturan şirketlere tebliğ edilmesinin ve taraf teşkilinin usulüne uygun olarak sağlanmasının gerekli olduğu-
İflasın ertelenmesine ilişkin mahkeme kararının hüküm fıkrası göz önünde bulundurulduğunda, borçlu aleyhine yeni takip yapılmasını engeller mahiyette bir hüküm ihtiva etmediği açık olup, tedbir kararının borçlu şirket hakkındaki takiplerin durdurulmasına matuf olduğu anlaşıldığından iflasın ertelenmesi davasında verilen tedbir kararının takip tarihi itibari ile devam edip etmediği araştırılarak, tedbir kararının borçlu şirket hakkındaki takiplerin durdurulmasına yönelik olduğu da gözetilerek, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Baba tarafından, müşterek çocuğun adının tesbiti konusunda açı-lan davada, hem anneye de husumet yöneltilmesi ve hem de çocuğa bir kayyum atanması gerekeceği–
K.li evrakın iptaline ilişkin davanın, çekişmesiz yargı alanına girdiği, bu davaların hasımsız olarak açılacağı ve çekişmesiz yargıya tabi bu gibi davalarda verilen kararların, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği, bu nedenle bu kararlar aleyhine kanun yollarına başvurulsa bile kesin hüküm oluşturmadıklarından açılacak bir iptal davası ile değiştirilebileceği ve ortadan kaldırabileceği, çekişmesiz yargıda hakimin, tarafların talepleri ile bağlı olmadığından, re'sen araştırma ilkesi uyarınca davacının bozma kararına uyulması talebi ile de bağlı olmadığı, hakim, kendiliğinden direnme kararı verebileceğinden, usul ve yasaya uygun direnme kararının onanmasının gerekeceği-
Kamulaştırma işlemine tabi tutulan taşınmaz üzerindeki muhdesatların tespiti istemi-
Mirasçılık belgesi istemiyle açılan davaların kural olarak hasımsız açılması gerektiği, murisin mirasçı bırakmadan öldüğünün ileri sürülmediği gözetilerek mahkemece davalı Hazine hakkındaki davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği-
Dava, Türk Medeni Kanunu'nun 605/1. maddesi uyarınca hasımsız olarak açılan mirasın gerçek reddi isteğine ilişkin olup davada yerel mahkemenin , isteğin süresinde olup olmadığı ve reddedenin mirasçılık sıfatının bulunup bulunmadığının tespiti ile süresinde başvuru ve usulüne uygun bir talep bulunduğu takdirde TMK. 609. maddede gösterilen usulde işlem yapması gerekeceği- Mirasın gerçek reddi davalarında mirasbırakanın alacaklılarının hasım olarak gösterilmesi gerekmediği gibi, bu kişilerin davaya dahil edilmesi yoluyla taraf sıfatı kazanmaları ve buna dayalı olarak hükmü temyiz hakları bulunmadığı, mirası reddeden mirasçının alacaklılarının Türk Medeni Kanunu'nun 617. maddesi uyarınca reddin iptalini isteme haklarının olması gerekeceği-
Taşınmazın aslının vakıf olduğundan bahisle tapu kaydının iptali ve vakfı adına tescili isteğine ilişkin davanın, taşınmazın aynına (mal varlığına) yönelik olduğundan görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olacağı-
Tedbir kararı ve olumsuz tesbit davasında taraf olmayan alacaklının, bu karardan etkilenmeyeceği-
Elbirliği mülkiyetinde mirasçılardan birinin dava açmaya yetkisi olmadığı gibi sonradan diğer ortakların davaya dâhil edilerek davanın sürdürülmesi de olanaklı olmadığından, açılan davanın taraf ehliyeti yoksunluğundan reddi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.