6100 sayılı HMK'nunda "dahili davalı" adı altında bir müessese öngörülmemiş olup, dava açıldıktan sonra ek dilekçe ile davada taraf olmayan 3. kişilerin davaya dahili mümkün olmadığından davada taraf olmayan şahıs hakkında mahkemece aleyhe hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
Davalı eş ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının,boşanma davasının reddedilmesi ve nafakanın devamına ilişkin bir karar da verilmemiş olduğundan boşanma hükmünün kesinleşeceği tarihe kadar devam edip kesinleşme tarihinde son bulacağı-velayet hakkının boşanma hükmü ile beraber herhangi bir tarafa verilmemesi halinde boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte çocuklar lehine hükmedilen nafakanın sona ereceği-
İcra kefilliğinin iptalinin genel mahkemede yargılamayı gerektirdiği- İcra kefaletine ilişkin tutanağın TBK 583 ve 584 şartlarında düzenlenmemesi halinde, icra emrinin iptaline ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Alacaklının haciz isteminin icra müdürlüğünce yerine getirilmesinin zorunlu olduğu ve icra müdürlüğüne, “haczi talep edilen taşınır, taşınmaz ya da hakların haczinin mümkün olup olmadığı” konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığı, haczedilmezlik iddiasının ancak borçluya tanınan bir hak olduğu ve şikayet üzerine icra mahkemesince bu konuda bir karar verilebileceği-
Emekli maaşının haczedilmesi ve bir süre bu durumun devam etmesi halinde, hacizle tahsil edilmiş olan miktarların geri alınamayacağı; icra işlemine yapılan şikayet tarihinden sonraki miktarların geri alınabileceği-
Borçlu şirkete gönderilen her iki maaş haczi müzekkeresinin de tebliği alan kişinin şirketi temsile yetkili olup olmadığı araştırılmaksızın şirket çalışanına yapıldığı anlaşıldığından, anılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu, bu nedenle aleyhe uygulanan haciz işlemlerinin kaldırılması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.