Ölüm halinde vergi cezalarının düşeceği–
Mahkemece kayıt kabul talebi hakkında verilen hükmün, temyiz eden davacı vekiline 30.01.2014 günü tebliğ edildiği, davacı vekiline tebliğ edilen gerekçeli kararda temyiz süresinin 15 gün olarak belirtildiği ve davacı vekilince, temyiz dilekçesinin İİK'nın 164. maddesinde öngörülen 10 günlük yasal süre geçirildikten sonra, fakat mahkemenin temyiz süresi olarak belirttiği 15 günlük süre içerisinde 13.02.2014 tarihinde verildiği görüldüğünden, Dairece, kayıt kabul davalarında temyiz süresinin İİK'nın 164. maddesi uyarınca 10 gün olduğu hususu çoğunluk görüşü olarak benimsenmiş olmakla birlikte, bu davalara yönelik temyiz süresi ile ilgili İİK'da özel bir düzenleme olmadığı, genel hükümlere uygun olarak temyiz süresinin 15 gün olduğu hususunda farklı görüşlerin de bulunduğu, bu durumda, anılan Anayasa Mahkemesi kararları gözetilerek, kayıt kabul davalarının tâbi olduğu temyiz süresinde hukuki belirsizlik ve tereddüt bulunması ve somut olayda da, mahkemece gerekçeli kararda temyiz süresinin 15 gün olarak belirtilmesi karşısında davacı vekilinin temyiz isteminin süresinde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne karar verilmesi gerekeceği- Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki iş sözleşmesine ilişkin işçi alacağından kaynaklanması ve davanın kayıt kabul davası olarak Ticaret Mahkemesi'nde açılması halinde; Yargıtay 19. HD'nin 28.04.2013 tarih ve 2828 E., 5162 K; Dairemizin 12.09.2012 tarih ve 3822 E., 5024 K; 16.10.2014 tarih ve 8467 E., 6360 K. sayılı ilamlarında açıklandığı üzere; iflasın açılmasından sonra Ticaret Mahkemesi'ne açılan kayıt kabul davası sırasında iflasın kaldırılması ya da iflas kararının bozulup bozma kararının kesinleşmesi halinde, alacağın esasıyla görevli olan mahkeme, Asliye ya da Sulh Hukuk Mahkemesi veya İş Mahkemesi ise bu mahkemenin görevli hale geleceği ve Ticaret Mahkemesi'nce davanın görev bakımından usulden reddi gerekeceği-
Dava tarihinde yürürlükte olan İİK. mad. 297 uyarınca, konkordatonun kaydedilmiş alacaklıların yarısını ve alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılacağı- Alacağın yasalara uygun olarak temliki halinde, temlik alacaklısı durumuna geçenlerin çoğunluğun hesabında göz önünde bulundurulması gerekeceği- Davacıdan alacaklı olan ve kabul oyu kullanan alacaklının toplam alacak miktarının, 2/3 nisaba denk gelen rakamın çok altında olduğundan, davacının istinaf başvurusunun yerinde olmadığı- Konkordato talebine itiraz etmeyen alacaklıların kararı temyiz/istinaf edemeyecekleri- İflas dışı konkordatoda, konkordato komiserinin, İflas içi konkordatoda konkordato komiserine ait görevleri yerine getirmeyi üstlenmiş olan İflas idaresinin (m.309) konkordatonun tasdiki talebinin reddine ilişkin kararı temyiz/istinaf hakkı bulunmadığı- Konkordato komiserinin (iflas içi konkordato komiserlik görevini üstlenmiş olan) İflas idaresinin, icra etmiş oldukları komiserlik görevi bakımından konkordatonun taraflarından tümüyle bağımsız, objektif ve tarafsızlık ilkeleri çerçevesinde hem borçlunun hem de alacaklıların menfaatlerinin adil ve eşit ölçüler içerisinde dengelenmesine ve uzlaştırılmasına yönelik olarak faaliyet gösteren resmî bir görevli konumunda olduğu-
Taraflar arasında ticari satım sözleşmesi bulunduğu ihtilafsız olup, bundan kaynaklanan uyuşmazlığın çözümü için verilen yabancı hakem kararının tenfizi görevinin asliye ticaret mahkemesine ait olduğu-
Borçlunun tüm alacaklılarının istemlerini geri aldıkları veya bu alacakların tamamının ödendiğine ilişkin delil bulunmayan hallerde iflâsın kaldırılmasına karar verilemeyeceği–
Hukuk davalarında, hükümde kanun yolu süresinin hatalı gösterilmesi halinde, hatalı gösterilen kanun yolu süresi içerisinde yapılan kanun yolu başvurusunun incelenmesi gerektiği-
Bir alacaklı tarafından "kayıt kabul davası" açılmış olması halinde, borçlu-müflisin ya ‘kayıt kabul davasının sonucunun bekleyip, o davada kesinleşecek alacak miktarını karşılamak suretiyle’ ya da ‘kayıt kabul davasının sonucunu beklemeden, o davadaki alacak miktarını karşılayacak teminat göstermek suretiyle’ iflâsın kaldırılmasını isteyebileceği–
İflâs istemiş olan alacaklının bu talebinden feragat etmiş olmasına dayanılarak, müflis (borçlu) tarafından "iflâsın kaldırılması"nın istenemeyeceği–
11. HD. 12.09.2022 T. E: 2021/3765, K: 5774
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.