İİY.mad.97/a hükmü gereğince, «borçlu» -dolayısı ile «alacaklı»- yararına olan karinenin aksinin, davacı –üçüncü kişi tarafından -«satış sözleşmesi», «devir sözleşmesi», «kira sözleşmesi», «âriyet sözleşmesi» «hakediş sözleşmesi», «ortaklık fesih sözleşmesi» «protokol», «fatura» vb. gibi- âdi nitelikteki (haricen düzenlenmiş) belgelerle - bu gibi belgelerin her zaman düzenlenmesi mümkün olduğundan (HUMY.299)- isbat edilemeyeceği–
Menkul satımlarında aksine adet veya mukavele mevcut değilse satıcı ile alıcının borçlarını aynı zamanda ifa etmekle yükümlü oldukları, satışın veresiye olduğunu yani bedelin teslimden sonra ödeneceğini ileri süren davacının bu iddiasını isbatla yükümlü olduğu–
İtirazın iptali davası-
Yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olmamasından dolayı hükmün bozulmasına karar verildiği-
İpoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe vaki itirazın İİK'nın 67. maddesi hükmü uyarınca iptali istemi-
Örtülü ticari işletme devri iddiasına dayalı alacağın tahsili isteminde; çekini, illetten mücerret olması, kayıtsız şartsız bir borç ödenmesi anlamına gelmekte olduğu, temel ilişkiden kopuk bir çekin düzenlendiğini kabul etme olanağı bulunmadığından, mahkemece davanın faturaya dayalı alacak davası olarak ıslah edilmesinin mümkün olduğu nazara alınarak, ticari işletme devri hususunda değerlendirme yapılıp, böyle bir devrin varlığı halinde asıl borçlu ile birlikte davalının da müteselsil sorumlu ve bu sorumluluk nedeniyle de davacının talep hakkının oluşacağı-
2004 sayılı İcra İflas Kanunu'nun 89. maddesi hükümlerine göre açılmış menfi tespit istemine ilişkin davada, defter ve kayıtlar dosya içine alındıktan sonra takip tarihi itibariyle davacıdan alacağı olup olmadığı diğer delillerle birlikte usulünce araştırılması, konusunda uzman mali müşavir bilirkişiden ayrıntılı, açık ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasında yazılı şekilde yapılmamış olmakla birlikte geçerli sözleşme ilişkisinden doğan uyuşmazlıklarda faturalara (bedelin belli bir sürede ödenmemesi halinde vade farkı ödenir) ibaresinin yazılarak karşı tarafa tebliği ve karşı tarafça TTK.nun 23/2. maddesi [şimdi; Yeni TTK. mad. 21/(2)]uyarınca sekiz gün içinde itiraz edilmemesi halinde bu durumun sadece fatura münderecatının kesinleşmesi sonucunu doğurup vade farkının davalı yanca kabul edildiği ve istenebileceği anlamına gelmeyeceği-
Satılan mal bedelinin tahsiline ilişkin davada, davacının delil olarak fatura ve irsaliye sunduğu, davalının, irsaliye altındaki imzayı inkar ettiği, davacının mal teslimini ispat etmesinin gerekeceği-
Yetkili icra dairesi olan Elmalı İcra Müdürlüğünce borçluya ödeme emri tebliğe çıkarılmadan ve davalının yapılan takibe herhangi bir itirazı bulunmadan itirazın iptali davası açılmasında dava şartı gerçekleşmediğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.