İİK.’ nun 67/2 maddesine göre, alacaklının %40’lık tazminata mahkûm edilebilmesi için takibin haksız çıkması yeterli olmayıp, ayrıca kötü niyetli olması da gerekir. Mahkemece, davacı alacaklının kötü niyetli olduğunun hangi gerekçelerle kabul edildiği açıklanmadan, sadece takibinde haksız çıkması nedeniyle tazminata mahkûm edilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulmasına neden olacağı-
11. HD. 27.09.2022 T. E: 2021/2039, K: 6343
İstihkak davası karara çıktıktan sonra, borçlunun takip alacaklısına karşı açtığı menfi tespit davası sonucunda takibe dayanak senetteki imzanın borçluya ait olmadığının belirlenip bu konuda verilen kararın kesinleşmiş olması halinde, mahkemece “istihkak davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına”, “maktu karar ve ilam harcı ile yargılama giderleri ve nisbi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan taraf yükletilmesi” doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece toplanan delillere göre; davacı tarafından gönderilen malların davalı tarafından itirazsız kullanıldığı ve itiraza konu malın faturalarda olmadığının tespiti karşısında, davacı talebinin kabul edilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmayacağı-
Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcının 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmesi gerektiği, açıkça belli değilse alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek veya incelettirilerek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü bulunduğu, diğer durumlarda TBK. mad. 223 hükmünün 2. fıkrasının uygulanacağı- Davacının 8 günlük muayene ve ihbar sürelerine uymamasının ve bu süre içerisinde bir kısım iplik ile numune kumaş üretip, boyayarak sonucuna göre ayıp durumunun bildirilmemiş olmasının davanın sonucuna etkisi tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
İhtilafın teslim edilen malların sipariş edilen mallar olup olmadığı noktasında olduğu, bu hale göre, mallar uhdesinde olan davalının siparişine aykırı mal gönderildiğini ispat yükü altında olduğu-
İtirazın iptali davasının kısmen reddi halinde davalı borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için, alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Somut olayda talebin reddedilen bölümü yönünden davacı takibinde haksız ise de, kötüniyetli olduğunu ispata yarar bilgi ve belgeye dosyada rastlanılamadığından, davalının “kötüniyet tazminatı” talebinin reddi gerekeceği-
Davacı üçüncü kişi şirket adresinde şirket yetkilisi huzurunda yapılan haciz sırasında borçlu şirket tarafından düzenlenen hacizden bir ay öncesine ait birden fazla sevk irsaliyesi ve üçüncü kişi şirket bilgisayarında borçlu şirkete ait excel dosyası, borçlu şirket adına dava dışı şirketten düzenlenen sipariş fişi ve borçlu şirket tarafından düzenlenen yakın tarihli güncel çeklerin bulunmuş olması karşısında, haczin İİK’nin 96. madde uyarınca yapılması gerektiği kabul edilerek üçüncü kişinin talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı 3. kişinin dayandığı ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ve vergi levhasının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Davalı şirketin Eski Borçlar Kanunu 101. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun temerrüde düşmemiş oldukları gözetilerek icra takibinden itibaren kabul edilen fatura bedeline ilişkin faize hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek takipten öncesi için işlemiş faize de karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğundan, takip dayanağı çek ve fatura bakımından inceleme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.