İtirazın iptali davasının kısmen reddi halinde davalı borçlu lehine tazminata hükmedilebilmesi için, alacaklının takibinde haksız ve kötüniyetli olması gerekir. Somut olayda talebin reddedilen bölümü yönünden davacı takibinde haksız ise de, kötüniyetli olduğunu ispata yarar bilgi ve belgeye dosyada rastlanılamadığından, davalının “kötüniyet tazminatı” talebinin reddi gerekeceği-
Davacı üçüncü kişi şirket adresinde şirket yetkilisi huzurunda yapılan haciz sırasında borçlu şirket tarafından düzenlenen hacizden bir ay öncesine ait birden fazla sevk irsaliyesi ve üçüncü kişi şirket bilgisayarında borçlu şirkete ait excel dosyası, borçlu şirket adına dava dışı şirketten düzenlenen sipariş fişi ve borçlu şirket tarafından düzenlenen yakın tarihli güncel çeklerin bulunmuş olması karşısında, haczin İİK’nin 96. madde uyarınca yapılması gerektiği kabul edilerek üçüncü kişinin talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı 3. kişinin dayandığı ayırt edici özellikleri bulunmayan faturalar ve vergi levhasının mülkiyet karinesinin aksini ispata yeterli olmadığı-
Davalı şirketin Eski Borçlar Kanunu 101. maddesi hükmü gereğince usulüne uygun temerrüde düşmemiş oldukları gözetilerek icra takibinden itibaren kabul edilen fatura bedeline ilişkin faize hükmedilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek takipten öncesi için işlemiş faize de karar verilmiş olmasının doğru olmadığı- İtirazın iptali davaları, takibe sıkı sıkıya bağlı dava türlerinden olduğundan, takip dayanağı çek ve fatura bakımından inceleme yapılmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Kambiyo senedi niteliğinde olan çekin, düzenlenmesine esas teşkil eden temel ilişkiden bağımsız kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi taahüdünü içeren mücerret (soyut) bir borç ilişkini ifade edip, bedelsizlik iddiası keşideci davacı ve lehtar davalı arasındaki temel ilişkide şahsi defi olup davanın tarafları dışındaki iyi niyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden ödeme aracı olan çekin tedavül kabiliyetini ortadan kaldıracak ve davanın tarafları dışında üçüncü kişileri bağlayacak şekilde ihtiyati tedbir kararı da verilemeyeceği, davaya konu çek hakkında üçüncü kişileri de bağlayacak şekilde ödemeden men ihtiyati tedbir talebinin yasal şartlarının bu sebeplerle oluşmadığı, temel ilişkinin tarafları yönünden; davacının, bu çekler karşılığında mal verilmediğini ve çeklerin davalı nezdinde bedelsiz kaldığını ispat etmesi gerektiği, dosyanın mevcut kapsamı itibariyle bu konuda yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden, tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Davalı tarafından, kiralanan taşınmaza yapılan elektrik masraflarına ilişkin bir takım belgeler ibraz edilerek kira bedellerinin ödendiğinin savunulduğu, takip dayanağı kira sözleşmesinde kiralanana yapılan tadilat masraflarının kira bedelinden mahsup edileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığından anılan masrafların davacı alacaklının muvafakati olmadığı sürece kira bedeline sayılamayacağı, davacı yapılan masrafları ve ibraz edilen sipariş fişini kabul etmediğine göre mahkemece itirazın kaldırılması ve tahliye talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Mahkemece, yapılacak işin bozma ilamında belirtilen fatura, sevk irsaliyesi, sipariş formları ve davalı tarafından davacı adına kesilen nakliye faturası ile ilgili olarak tarafların beyanları alınıp bu konuda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibaret olduğu-
Çek bir ödeme vasıtası olup mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinden, dava konusu çeklerin avans olarak verildiği ve satışın veresiye olduğu iddiasının kesin delillerle ispatı gerektiği-
Haciz sırasında bilgisayarda yapılan aramada borçlu şirkete ait vergi levhası, 24.7.2012 tarihli sipariş formu, 1.5.2013 tarihli borçlu şirket adına ödeme alım maili ve 2010- 2011 tarihli belgeler bulunmuş olup, aynı yerde İnegöl 1.İcra Müdürlüğü 2013/ 952 talimat sayılı dosyasında yapılan 24.12.2013 tarihli haciz sırasında çöp kutusunun en üstünde borçlu şirket unvanının yazılı olduğu yapı ruhsat belgesi ve ihtarname olduğundan, bu koşullarda istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulünün gerekeceği-
Tazminat davası bozma kararına uyularak-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.