Medeni kanunun 134. maddesinde yapılan değişiklikle kusurlu eşe dava açma hakkı tanınmışsa da, bu değişikliği tamamen kusurlu eşin hiç kusursuz eş aleyhine dava açabileceği şeklinde yorumlanmamasının gerekeceği, az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tesbitinin dahi tek başına boşanma kararı verilmesine yeterli olamayacağı, az kusurlu eşin karşı çıkmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmasının ve eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığının anlaşılması gerekeceği-
Akıl hastalığı sebebiyle kendisine vasi tayin edilen kocaya kusur yüklenemeyeceğinden TMK. 174/1-2 uyarınca maddi ve manevi tazminat isteminin reddinin gerekeceği-
Dava tarihinden sonra, yargılama safhasında barışan tarafların, kendi istekleri ile beraber yaşamaya devam ederken; boşanma davasının, davacının talebi ile vekili tarafından takip edilmediği, fakat dava tarihinden sonra, beraber yaşarlarken taraflar arasında meydana gelen fiziksel şiddet olayı sebebiyle davacının talebi üzerine dava yenilenerek yargılamaya devam edildiği- Boşanma hükmünün ferileri olan maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için tazminat yükümlüsünün kusurlu olması gerekmekte olup; davacının, dava tarihinden sonra davalıyla beraber yaşayarak davalıdan kaynaklı kusurları affetmiş olduğu, ancak; her davanın seyri açıldığı tarihteki hukuki ve fiili duruma göre devam edeceği için af olgusu, sadece taraflar arasında yaşanılan son olaydan önceki vakıalarda sonuçlarını doğuracak olup, tarafların dava tarihinden sonra gerçekleşen olaylara dayanarak başka bir boşanma davası açabileceği- 
Boşanma davası açıldıktan sonra (dava devam ederken) oluşan olayların boşanma sebebi olarak kabul edilemeyeceği–
“Küçük düşürücü suç işleme”nin, MK. 166/I’deki “evlilik birliğinin sarsılması” nedeniyle boşanmanın da unsurlarını içerdiği–
a- Davacı ile evlilik birliği devam ederken, davalı le birlikte olan davalı aleyhine boşanma davasında, boşanma kararının özetlenen içeriğine göre eldeki davaya konu edilen eylem nedeniyle tazminata hükmedilmesi karşısında aynı eylem nedeniyle yeniden manevi tazminata hükmedilmesinin mümkün olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre davalı yönünden manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediği- b- Evlilik birliği devam ederken, davacının eşi ile evli olduğunu bilerek birlikte olan davalının bu eylemi nedeniyle davacının manevi tazminat isteminde bulunup bulunamayacağı-
Velayet düzenlenirken, çocuğun yararının ön planda gözetileceği–
Boşanmayı isteyebilmek için daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkının olduğu, olayda mevcut olaylara göre, evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, ne var ki bu sonuca ulaşılması tamamen davacının tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davalıya atfı mümkün hiç bir kusurun gerçekleşmediği, bu durumda davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.