Hizmet tespiti ve kurum işleminin iptali istemi- Gerekçesi ile hüküm arasında çelişki yaratılması-
Kanunla kurulan kuruluşun iştiraki konumunda olan şirketin emekli olanlara ödenen sosyal yardım zammını SSK`na geri ödemekle yükümlü olacağı, sosyal yardım zammı ödemelerine, T.C. Emekli Sandığında son verildiği ve taban ve kıdem aylığına katıldığı, bu ödemelerin, sadece S.S.K. ve Bağ-Kur`da devam ettiği, görülüyor ki, sosyal yardım zammının, aslında emekli aylıklarının yetersizliği nedeniyle yaşlılık aylığına müstehak olanların durumlarını iyileştirmek için bulunan bir formül olduğu, fakat ödeme yükümünün primli sistemle çalışan sosyal güvenlik kurumlarına karşılıksız ve katkısız olarak yüklenmesinin, sistemin özüne ve kurallarına aykırı olduğu, bu iyileştirmelerin, sistem içerisinde ve sistemin kurallarına göre yapılmasının gerekeceği, bu çevrede, iyileştirmeden yararlanacak işçiden, işçinin emeğinden yararlanan işverenden, gerektiğinde Anayasa uyarınca olanaklar ölçüsünde Devlet’ten alınacak karşılıklarla, sistemin finanse edilmesi zorunlu iken, bu yola gidilmeyerek, karşılıksız biç
Davalı işveren yıllık izin kullandırdığını veya kullandırmasa dahi yıllık izin ücretini davacı işçisine ödediğini yazılı delille ispat yükü altında olmasına karşın, ispata yarayacak herhangi bir belge ibraz etmemiş; delil bildirmemiş, herhangi bir delil listesi de vermemiş; yine herhangi bir şekilde "sair deliller" şeklinde bir delil bildirimi de olmamış; dolayısıyla yemin deliline dayandığını kabule olanak verecek bir olguyu ortaya koymamış olduğu-
Dava, kurum işleminin iptali istemine ilişkindir...
Bir kimsenin isteğe bağlı sigortalı sayılması için diğer koşulların yanında müracaat tarihinden önce 506 sayılı Kanununa göre tescil edilmiş olmasının da gerekeceği, davacının 2829 sayılı Yasadan yararlanmak ve Sosyal Sigortalar Kurumundan daha fazla yaşlılık aylığı bağlanmasını sağlamak için ve özellikle 506 sayılı Kanuna tescil edilmediğini bildiği halde, isim ve soyadı benzerliğinden yararlanarak bir başkasının sigorta sicil nosunu kullanarak kurumu yanıltmak suretiyle isteğe bağlı sigortalı olduğu, bu nedenle, davacının iyiniyetli olmayıp, MK.nun 2. maddesinden yararlanmasının mümkün olmayacağı-
Mahkemenin direnme kararına gerekçe yaptığı Anayasa Mahkemesinin 12.12.2002 gün, 2000/36 E. 2002/198 sayılı kararı, 26.9.2002 tarihli bozma kararından sonra verilmiş olup Özel Dairece inceleme konusu yapılmadığından ortada usulüne uygun bir direnme kararı bulunmayıp yeni bir hükmün varlığının kabulünün gerekeceği-
Davacı isterse dava dilekçesini tamamen ıslah ederek dava konusunu değiştirebilirse de, yeni dava konusu önceki dava konusunun yerine geçeceği ve yine tek bir davanın söz konusu olacağı, HMK. mad. 176 uyarınca, aynı davada, tarafların ancak bir kez ıslah yoluna başvurabileceği-
4/A ve 4/C her iki emekli maaşlarından yapılan sosyal güvenlik destek priminin iptaliyle, yapılan kesintilerin iadesine-
3201 sayılı Yurt Dışında Bulunan Türk Vatandaşlarının Yurt Dışında Geçen Sürelerinin Sosyal Güvenlikleri Bakımından Değerlendirilmesi Hakkındaki Kanun kapsamında yurtdışında geçen çalışmaların borçlanılması sonucu yaşlılık aylığı bağlandıktan sonra, sigortalının Türkiye'de sosyal güvenlik kurumlarına tabi olacak şekilde çalışmaya başlaması durumunda yaşlılık aylığının kesileceği-
22. HD. 25.02.2019 T. E: 2016/6150, K: 4215-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.