Davacı-davalı kadının bağımsız konutta oturma isteğine rağmen davalı-davacı kocanın bağımsız konut sağlamaya yanaşmadığı eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı ve eşini tehdit ettiği durumlarda boşanmaya karar verilmesi gerekeceği-
Babanın nüfusuna tescil edilen evlilik dışı çocuk için, velayet dü-zenlenmesi yapılıp, kendisine velayet verilmeyen taraf aleyhine iştirak nafakasına hükmedilmesi gerekeceği–
Velayetin değiştirilmesi istemli davada, davacı ile çocuk arasında soybağının kurulmadığı, davacının, çocuğun velayetini istediğine ve beyanda bulunarak "kendisinin evlilik dışı ilişkisinden olduğunu" bildirdiği; bu talep "tanıma" beyanını (TMK. md. 295) da içerdiğinden, davacının tanımaya ilişkin beyanını TMK 296. maddesi uyarınca çocuğun ve davacının kayıtlı bulunduğu nüfus müdürlüğüne bildirmek ve bu işlemin sonucunu beklemek; daha sonra da, tarafların gösterdikleri delillerin değerlendirilip; velayet konusunda bir karar vermekten ibaret olup, bu yönde işlem yapılmadan hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Kişisel ilişki hakkının hangi günlerde ve süreyle kullanılacağının karar yerinde gösterilmesi gerekeceği-
Lehine belirli mal vasiyet edilen kişiye mirasçılık belgesi verilemeyeceği-
Ölümü tarihinde murisin ödemeden aczinin resmen tespiti, bu sebeple mirasın hükmen reddi isteği-
Her dava da açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirileceğine göre, dava tarihinden sonra meydana gelen ve ayrı bir davanın konusu olabilecek olaylara dayanılarak boşanmaya karar verilemeyeceği, boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği- 
Taraflar farklı şehirlerde oturmakta olup, davalı baba ile sadece yaz aylarında düzenlenen kişisel ilişkinin müşterek çocuğun yaşı gözetildiğinde yetersiz kaldığı, baba ile müşterek çocuk arasında babalık duygularını tatmin edecek ve yatılı kalacak şekilde ayın belirli hafta sonları ile yarı yıl tatilinde de kişisel ilişki tesisinin gerekeceği-
3. HD. 21.09.2016 T. E: 7769, K: 11118-
Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk yararına boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten geçerli olmak üzere iştirak nafakası takdiri gerekirken, karar tarihinden geçerli olmak üzere iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.