Davalı kadının tekstil işinde çalıştığı düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığı, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları davalı yararına gerçekleşmediği, bu nedenle yoksulluk nafakası talebinin kabul edilemeyeceği-
Davacının rızası ile olsa da bekaretini kaybetmesi, davalının bu olayı annesine anlatıp dedikodulara sebebiyet vermesi, davacıya şiddet uygulaması dikkate alındığında davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilerek, tarafların sosyal ve ekonomik durumuna göre uygun manevi tazminat verilmesi gerektiği-
Takip dayanağı asliye hukuk mahkemesinin ilamının, haksız fiil (yaralama, tehdit ve hakaret) sebebiyle açılan manevi tazminat davasına ilişkin olup, tarafların şahsı ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmadığı, sonuçları itibariyle ancak tarafların mal varlığını etkilediği anlaşıldığından anılan ilâmın kesinleşmeden takibe konulmasının mümkün bulunduğu-
Davacının sinkaflı küfür ettiği iddia edilen çalışanın tanık olarak yeniden dinlenerek kendisine küfür içeren sözler söylenip söylenmediği ile söylendi ise küfür içeriğinin tam olarak ne olduğu sorularak olaya ilişkin görgü ve bilgisi tam olarak belirlenmesi gerektiği- Feshin işveren tarafından yasada öngörülen altı iş günlük süre içerisinde gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin açıklığa kavuşturulması gerektiği-
Davacı-davalı kadının eşine sürekli hakaret edip aşağılamasına karşılık, davalı-davacı kocanın da bağımsız ev teminine yanaşmayıp, eşini tehdit ettiği anlaşılmakta olup taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğundan, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
«Gizli bir derneğin üyeler listesini yayınlama»nın, kişilik haklarına saldırı niteliğini taşıyacağı–
Karşılıklı Boşanma
Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasını gerektiren olaylarda tarafların birbirlerine ağır sözlerle hakaret ettiği anlaşılmakla eşit kusurlu oldukları- Boşanma ile yoksulluğa düşecek olan davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği-
Ortak çocuğa şiddet uygulayarak evi terk eden ve fiili ayrılık döneminde birlik görevlerini yerine getirmeyen erkek eş ile eve dönen eşine hakaret ederek onu istemediğini söyleyen ve fiili ayrılık döneminde hastanede yatan eşinin tedavisi ile ilgilenmeyen kadın eşin eşit kusurlu olduğu- Tarafların boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşit derecede kusurlu oldukları anlaşılan eş yararına tazminata hükmedilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.