Davacının stajyerlik sözleşmesine istinaden davalı tarafa ait iş yerinde çalışırken, ölümüyle gerçekleşen olayın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası olarak kabul edildiği anlaşılmakla; görevli olan mahkeme, İş Mahkemesi midir yoksa, davacı ile davalı arasında bir iş sözleşmesi mevcut olmadığı gerekçesiyle İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu hükümlerine göre genel mahkemeler midir-
Uyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine göre ücretinin tespiti, fark alacaklara hak kazanıp kazanmadığı ve uygulanacak faiz oranı hususundadır...
İ. sözleşmeleri bir yandan mülkiyeti nakil borcu doğurması bakımından tarafları bağlayıcı, diğer yandan, mülkiyetin naklinin sebebini teşkil etmesi açısından tasarruf işlemlerini bünyesinde barındıran sözleşmeler olduğu ve koşulların oluşması halinde taşınmaz mülkiyetini nakil özelliğini taşıdığının kabul edilmesi gerektiği- İ.lı işleme dayalı davanın şekle bağlı olmayan yazılı delille ispatı gerektiği- Borç ilişkisinin kaynağının davacının ve davalının imzasını taşıyan "sözleşme'' başlıklı belgeye dayandırdığı, inançlı işlem olgusunun varlığının imzası inkar edilmeyen bu belge ile sabit olduğu ve davalı tarafından ibraz edilen dekonta göre ödeme yapılarak kredi borcunun kapatıldığı anlaşılmakla ve TBK. mad. 97 uyarınca, kendi edimini yerine getirmeyen, karşı edimin ifasını isteyemeyeceğinden, davalı tarafından bankadan çekilen kredi için dava dışı kişi tarafından yapılan geri ödemelerin bilirkişi raporu ile tespit edilmesi ve kalan kısım açıkça saptanarak mahkeme veznesine depo etmeleri için davacılara önel verilmesi, depo ettikleri takdirde sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- Taleple bağlı kalınarak ilk kayıt maliki olan davacı için tapu iptal ve tescil hükmü kurulması gerekirken diğer davacı adına tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasının da isabetsiz olduğu-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemi-
Şikayetin hak düşürücü süre içinde yapılmış olmasına ilişkin özel dava şartının noksanlığı gerekçesiyle HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava, uygulama kadastrosuna itiraza ilişkin olup, uygulama kadastrosunun amacı, tapulama, kadastro veya değişiklik işlemlerine ilişkin; sınırlandırma, ölçü, çizim (tersimat) ve hesaplamalardan kaynaklanan hataları gidermektir. Uygulama kadastrosuna itiraz davaları, kadastro faaliyetinin yöntemine uygun yapılıp yapılmadığının denetlenmesine yöneliktir. Mahkemece öncelikle, davacı tarafa, davada ilgili kamu tüzel kişisi konumunda bulunan ... Belediye Başkanlığını ve.... Belediye Başkanlığını davaya dahil etmek üzere süre verilmeli, bundan sonra dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun şekilde tebliğ edilerek taraf teşkili sağlanmalı, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanmasından sonra tarafların iddia ve savunmalarına ilişkin tüm delilleri toplanmalı, ayrıca yukarıda belirtilen belge, harita ve fotoğraflardan eksik olanların dosya arasına getirilmesi suretiyle dosya ikmal edildikten sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile harita ya da jeodezi mühendisi sıfatına sahip önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu eliyle yeniden keşif yapılmalıdır.
Sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hizmet akdine tabi çalışmalar nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespitinin talepleri hariç olmak üzere, dava açılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat edilmesinin zorunlu olduğu- Kuruma karşı dava açılabilmesi için Sosyal Güvenlik Kurumu'nca taleplerin reddedilmesi veya reddedilmiş olması gerektiği ve müracaatın bir dava şartı olduğu- 
Mahkemece, sıra cetveline karşı hak düşürücü süre içinde şikayette bulunulmadığı gerekçesiyle, süreye ilişkin şikayet şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddeleri uyarınca şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esasının incelenmesinin doğru olmadığı- Mahkemece şikayetçiye sıra cetvelinde kendisinden önce gelen ve pay ayrılan alacaklılara husumet tevcihi yönünde HMK'nın 119/2. maddesi uyarınca kesin süre verilip bu alacaklıların da davaya dahil edilmesi, şikayet dilekçesinin tebliğ edilerek, taraf teşkilinin sağlanması, varsa savunma ve delilleri değerlendirilerek şikayetin incelenmesi gerekeceği-
Davacı alacaklının icra takibindeki alacağının, cari hesap sözleşmesine dayalı olarak alındığı belirtilen çeklere dayalı olduğu bu durumda cari hesap üzerinde inceleme yapılmadan başka bir ifade ile takip dayanağı çeklerin vadeli olarak düzenlenip düzenlenmediği belirlenmeden tasarrufun borcun doğum tarihinden önce yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı- Şirketin bir ortağı için takibin iptal edilmiş olmasının, diğer ortak hakkındaki takibin de ortadan kalktığı anlamına gelmeyeceği-
Ticari satım sözleşmesine aykırı davranıldığı iddiasıyla oluşan maddi-manevi zararın tazmini istemine ilişkin davada, karşı davadaki menfi tespit talepleri, tamamen asıl davaya cevap mahiyetinde hususlar olup, asıl davada zaten değerlendirileceğinden ayrı bir dava konusu teşkil etmeyeceği açık olup, davacının menfi tespit taleplerinde hukuki yararı bulunmadığı- Karşı davanın esasında sadece tazminat istemine ilişkin olduğunun kabulü gerekeceğinden, arabuluculuğun dava şartına tâbi olacağı, öte yandan davacının menfi tespit talepleri de olduğu kabul edilse dahi, bu talepler yönünden davanın tefriki doğru olmayacağından, bu davanın her durumda arabuluculuk dava şartına tâbi olduğunun kabulü gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.