Sözleşmeye konu malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik haklarının; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme olduğu- Satıcının, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlü olduğu- Tüketicinin bu haklardan hangisini seçtiğini, bir kez bildirmekle, seçim hakkını kullanmış olacağı ve artık tercihini değiştiremeyeceği- Somut olayda; davacının isteminin dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bunun mümkün olmaması halinde ise araç bedelinin iadesine hükmedilmesi yönünde olduğundan tüketicinin seçimlik hakkını misli ile değişim yönünde kullanmış olduğu- Tüketici seçimlik hakkını ayıpsız misli ile değişim yönünde kullanmış olduğundan, stoklarda bu aracın mislinin bulunmaması halinde sorun infaz aşamasında İİK 24. maddesi uygulaması ile çözümlenebilecek olup bu gerekçe ile ilk derece mahkemesi kararının aksine bedel iadesine hükmedilmesinin hatalı olduğu-
Taraflar arasında açılmış olan borçlunun borcunun bulunmadığını tespiti kararından geçen '2014/12 ay ile 2015 dönemi arasında kira bedelinin yarısı kadar indirim yapılarak ödenmesi konusunda sözlü anlaşma yapılmış olduğu' şeklindeki tespit hükmünün takibe konu 2017/ 1 ay için de uygulaması ile ilgili bir karar bulunmadığından; tespit hükmünden sonraki dönemlere ilişkin kira sözleşmesindeki aylık kira miktarının geçerli olacağı; bu nedenle itirazın kaldırılmasına ilişkin davada; kira sözleşmesindeki aylık kira miktarı esas alınarak takibe konu aya ilişkin ödemeler düşülerek bakiye alacak kısmı için itirazın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Ticari işletmeye bağlı hukuki ilişkiler yeni kurulan şirkette varlığını sürdüreceğinden, mahkemece tür değişikliğinin tescilinden sonra icra takibi başlatan şirketin takip yapma yetkisi olup olmadığı, itirazın iptali davasını açan şirketin HMK. 114/1-d bendi gereğince dava şartı niteliğindeki taraf ehliyeti olup olmadığının irdelenmesi gerektiği-
Davacı yüklenicinin davalının müşterisi A.Ş.’nin iki yüz altmış beş adet aracına araç takip sistemi montajını yaparak araçları teslim ettiği somut olayda, mahkemece gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulu oluşturularak dosyada bulunan tüm delil ve belgelerin değerlendirilmesi suretiyle alınacak rapor ile ayıbın neden kaynaklandığının tespit edilmesi ve niteliğinin belirlenerek yapılan işte açık ya da gizli ayıp olup olmadığının saptanması, ayıbın niteliğine göre de dosyadaki bilgi, belge, e-posta yazışmaları ve tanık beyanları gözetilerek ayıp ihbarının süresi içinde yapılıp yapılmadığının ortaya konulmasından sonra yapılacak değerlendirme ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Davacı-karşı davalı vekilince dosyaya sunulan 20.01.2016 tarihli ıslah dilekçesi konusunda mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu-olumsuz bir karar verilmediği, öncelikle davacı-karşı davalı vekilinin ıslah dilekçesinin niteliği hakkında açıklama yaptırılarak, dilekçesindeki talebin itirazın iptali davasının alacak davasına dönüştürülmesi mi, yoksa açılmış olan itirazın iptali davasının müddeabihinin artırılması niteliğinde mi olduğu sorulup tespit edildikten sonra, tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerektiği-
Kısa kararda davanın kabulüne denilerek asıl alacağa ilişkin itirazın iptaline karar verilmiş, gerekçeli kararda ise davanın kısmen kabulüne denilerek asıl alacak ile birlikte işlemiş faize yapılan itirazın iptaline karar verilmiş olup, bu durumda kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılması doğru görülmediği, davacı dava dilekçesinde asıl alacağa yapılan itirazın iptalini talep etmiş olduğu-
TTK. nun 20/3. maddesi uyarınca tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmek maksadıyla yapılacak ihbar veya ihtarların muteber olması için, noter marifetiyle veya iadeli taahhütlü bir mektupla yahut telgrafla yapılmasının şart olacağı-
Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkemenin bozmadan esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermesi gerekeceği- Bozmaya konu ilk kararda dayanılmayan ve hüküm tarihinde yürürlüğe girmiş bulunan 6100 s. HMK.’nun Kanunun 193/2. maddesinin “...taraflardan birinin ispat hakkının kullanılmasını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olacağına...” dair hükmü dayanak alınarak verilen bu yeni yeni hükmün temyizen incelenmesi görevinin H.G.K.’na değil, Özel Daireye ait olacağı-
İtirazın iptali davası-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.