İİK'in 281/2. maddesinde, tasarrufun iptali davalarına özgü özel bir ihtiyati haciz düzenlemesinin yer aldığı, bu maddeye göre hakimin iptale tabi tasarrufun konusu olan mallar hakkında alacaklının talebi üzerine ihtiyati haciz kararı verebileceğinin hüküm altına alınmış olduğu; İİK'nın 257 ve izleyen maddelerindeki genel ihtiyati haciz kurallarından farklı olarak burada teminat alınması da zorunlu olmadığı; teminat alınıp alınmayacağını da mahkemenin takdir edeceği;  şu kadar ki, davanın elden çıkarılmış mallar yerine kaim olan kıymete taalluku halinde, teminat göstermeksizin ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği-
Dosya kapsamından, davacının adli yardım talebinin reddine ilişkin karara karşı davacının itirazda bulunduğu anlaşılmakla; HMK 337. maddesi gereğince itirazın kararı veren mahkemece değil, numara olarak kendisini izleyen mahkemece inceleneceği ve karara bağlanacağı hüküm altına alınmış olmakla; öncelikle bu hususta bir karar alınarak daha sonra sonuca gidilmesi gerekeceği-
Dava dilekçesinin UYAP üzerinden gönderildiği ve sisteme kaydedildiği tarihte davanın açılmış sayılacağı; bir sonraki gün ödenen harcın dava tarihi olarak dikkate alınamayacağı-
Somut uyuşmazlıkta, 06/01/2014 tarihinde tebliğ edilen muhtıra ile davacılar vekilinin dahili davalılar ... ve ...'ın TC numaraları ve adreslerinin bildirilmesi istenmiş, 06/01/2014 havale tarihli dilekçe ile davacılar vekili adı geçen dahili davalıların TC numaraları ve adreslerinin ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmasını talep etmiştir. Mahkemece nüfus müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevaben ilgili idare 15/01/2014 tarihli yazısında adı geçen davalıların kaydına rastlanmadığını bildirmiştir. Davacılar, tapu kaydında paydaş olan bir kısım dahili davalıların adresini bilmemesi halinde bildirmeye zorlanamaz. Mahkemece ilgili yerlerden araştırılmak suretiyle adreslerin tespit edilmesi gerekmektedir. Davacıya düşen ise bu yazışmalar için yeterli gider avansını yatırmaktan ibarettir. Mahkemece tebligata yarar açık adresin araştırılması için re'sen ilgili yerlere yazı yazılarak adres tespitleri istenmesi ve gerekirse tarafların beyanlarına başvurması geçerli adresin bulunmaması halinde Tebligat Kanununun 28. madde gereğince ilanen tebligat yapılarak böylece taraf teşkilinin sağlaması gerekirken usule aykırı şekilde işi davacıya yüklemek suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği-
Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331. maddesinin birinci fıkrasında “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerine takdir ve hükmeder.” şeklinde düzenlendiği- Anılan yasa maddesi doğrultusunda, davanın açıldığı tarihte haksız olduğu tespit edilen tarafın yargılama giderlerini ödemekle yükümlü olacağı- Ayrıca eldeki davanın, fiili kullanım şerhinin düzeltilmesine yönelik olup, taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmadığından hüküm altına alınması gerekli harcın ve vekalet ücretinin maktu olması ve Hazine'nin bu davalarda yasal hasım konumunda olduğundan aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmemesi gerektiği-
Davacının, vergide kayıtlı bulunduğu dönemde, sürenin 1479 s. Kanun kapsamında bağkur sigortalılığının tespiti istemine ilişkin dava-
Tasarrufun iptali davalarında; alacaklı davacının alacağının gerçek olması, kesinleşmiş bir icra takibi bulunması, alacaklının İİK.'nın 105. veya 143. maddesi uyarınca kat’i veya geçici aciz belgesi sunması, tasarrufun borcun doğumundan sonra yapılmış olmasının dava ön şartlarından olduğu-
Tapu iptali ve tescil davası-
Dava konusu taşınmazın davalının murisi adına beyanlar hanesine muhdesatı ile yazımının sağlandığı satış protokolünde zikredilmiş olup, davalının yanı sıra protokolün diğer tarafı olan dava dışı kişilerin de mirasçılar olmasına karşın, icra hukuk mahkemelerindeki tahliye davalarının sadece davalı tarafından açıldığı, elbirliği ile mülkiyet ilişkisi göz önünde bulundurulduğunda tahliye davası açısından bu kişiler arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu ve bu nedenle menfi tespit davasında "tahliyenin durdurulmasına" yönelik ihtiyati tedbir talebinin kabulü gerektiği-
Üzerinde baskı tarihi yer alacak olan çeklerin üzerinde yazılı baskı tarihinden itibaren 5 yıl içinde ibraz edilmemesi halinde, bankaların o çeke ilişkin kanuni ödeme sorumluluğunun sona ereceği- Sözleşmede davacı bankanın çek depo talebinde bulunabilmesi için net ve açık bir şekilde “çek depo talebi” yazılmamış olduğu, çeklerin de 3167 sayılı kanunun 14.12.2009 tarihinde kabul edilen 5941 sayılı yeni çek kanunu (2009) ile yürürlükten kaldırılan ve aradan 9 yıl gibi bir zaman geçmesi nedeniyle talep edilmemiş olması açıklamalarında da KAYIP yazılı olması nedeniyle davacı bankanın çek depo talebinde bulunamayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.