Davacı vekilinin katıldığı, davalı vekilinin mazeret dilekçesi sunduğu, ara kararda sehven davacı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gün ve saatini bildirir davetiye çıkarılmasına, masrafın gider avansından karşılanmasına karar verildiği, Mahkemece davalı vekiline duruşma gününü bildirir davetiye çıkartılmadan davalı vekilinin yokluğunda davanın kabulüne karar verildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
Alacaklı bankanın rehinli alacak miktarı toplamının, ihale bedelinden fazla olması halinde alacak karşılanmamış olacağından sıra cetveli düzenlenmesine gerek bulunmadığı-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan boşanma ve evliliğin butlanı davalarında gider avansının alınması gerekli olsa bile bu avansın süresi içinde yatırılmamış olmasının "dava şartı" sayılamayacağı ve davanın usulden reddi cihetine gidilemeyeceği-
Gider avansının; tebligat, bilirkişi ücreti ve diğer iş ve işlemler için dava açılırken alınması gereken bir tutar olduğu- Dava şartı olmayan ve HMK'nın 324. maddesinde düzenlenen, taraflardan birinin, ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen ve verilen kesin süre içinde yatırılmak zorunda olunan ( delil ikamesi için ) avansa ilişkin yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde, diğer tarafın bu avansı yatırabileceği- Aksi halde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılacağı- Görüldüğü üzere her iki avansın niteliği ve yatırılmamaları halinde uygulanacak hükümlerin farklı olduğu-
Bilirkişi incelemesi yaptırılması için gerekli olduğu belirtilerek tensip zaptının 7. bendi ile borçlu tarafça yatırılması istenen avansın, delil avansı niteliğinde olduğu, bu avansın yatırılmamasının sadece o delile dayanmaktan vazgeçme sonucunu doğuracağı-
Mahkemece; tarafların usulünce davet edilerek ön inceleme duruşmasına ilişkin usuli işlemleri yaptıktan sonra gerekli görmesi halinde tahkikat duruşmasına geçilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği- İlk derece mahkemesince ön inceleme yapılmadığı gibi tahkikatın bitirilerek, sözlü yargılama aşamasına geçildiğine dair bir belirleme yapılmadığı, taraflara sözlü yargılamaya ilişkin son sözlerin sorulmadığı, bu sebeple yargılamaya yasaya aykırı olarak son verildiği- Tapu iptal ve tescil isteği bakımından dava konusu edilen taşınmazın değeri keşfen belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir hüküm kurulması gerektiği- Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- İlk derece mahkemesince her ne kadar kayıt maliki olmayan davalılar hakkında pasif husumetten davanın reddine karar verilmiş ise de, ara malik davalılar tapu kayıt maliki olmasalar da, muvazaalı eylemi kayıt maliki olan davalı ile el ve işbirliği içerisinde gerçekleştirdikleri iddia edildiğinden eylemin haksız fiil niteliğinde bulunduğu, yargılama sonucunda tapu kayıt maliki olmayan davalıların yargılama gideri ve harç gibi hükmün ferilerinden davalı ile müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekeceği-
Özel Dairenin HMK’nın 46. maddesine dayalı olarak açılan davada maddede sayılan sebeplerin hiçbirisinin gerçekleşmediği gerekçesiyle verdiği red kararının davanın esastan reddine yönelik bir karar olduğu, bu durumda Özel Daire tarafından red sebebiyle davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekirken davacının disiplin para cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava değerini teminat mektuplarında belirtilen teminatların bedeli olan .......TL olarak belirtmiş ve mahkemeye başvuru esnasında da peşin harcını bu değer üzerinden belirlenen miktara göre yatırdığı, bu durumda Özel Daire tarafından hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin esas alınarak davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Somut olayda, mahkemece 02.09.2015 tarihinde muhtıra düzenlendiği; eksik yatırılan 210,00 TL gider avansını muhtıranın tebliğinden itibaren iki hafta kesin süre içinde yatırması için kesin süre verildiği; muhtıranın 08.09.2015 tarihinde tebliğ edildiği; borçlu vekilinin temyiz dilekçesine ek evrakta eksik gider avansının 10.09.2015 tarihinde yatırıldığı; bu husus dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği-
Alt işveren işçilerinin bir kısmının, üstlenilen hizmet dışında asıl veya yardımcı başka işte çalıştırılmalarının, asıl-alt işveren arasındaki sözleşmeyi muvazaalı hale getirmeyeceği, sadece başka işte çalıştırılan işçi açısında asıl alt işveren ilişkisinin unsurlarının bulunmadığının kabul edilmesi gerektiği- 6100 sayılı HMK. mad. 124/4 gereği; dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakimin karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebileceği-
Davanın dayanağı İstanbul 8. İcra Müdürlüğü'nün 2016/... (E) ve 2015/... (E) sayılı takip dosyalarının içeriğine, tüm dosya kapsamına göre yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmesine, bu tür geçici hukuki korumalara ilişkin kararların nitelikleri ve öngörülen amaç itibarıyla dosya üzerinden ve taraflarca sunulan tüm deliller sunulmaksızın verilmesinin kanunun amacına aykırı olmamasına,  İİK'nın 281/2'nci maddesi gereğince teminatın lüzum ve miktarının takdirinin mahkemesine ait olduğu gibi taşınmazların değerinin saptanması durumunda teminatın miktarına ilişkin her zaman karar verilebileceğine, ihtiyati haciz kararının dava dilekçesinde gösterilen ve harçlandırılan miktarla sınırlı olarak verilmesine göre; verilen kararda, dosya içeriği ile usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.