Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği-
Dava konusu "Savcılarla davalaşan, hakimlerden şamar yiyen bilgisiz bakan: Prof. Dr. ................." başlıklı yayının tarihi ve içeriği ile tarafların ekonomik ve sosyal durumları tüm dosya kapsamıyla birlikte değerlendirildiğinde, mahkemece davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olmayıp, uygun olduğu- Davalı yayın tarihinde ............... Gazetesinin yazı işleri müdürü olduğundan kendisine husumet yöneltilebileceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden sonra taraflar arasında imzalanan adi yazılı protokolde inşaattaki eksik ve ayıplı işlerin nelerden ibaret olduğu sayılmış arsa sahibi olan davacı bu eksikliklerle beraber teslim almayı kabul ettiğini yüklenici ise inşaattaki eksiklikleri ... gün içerisinde tamamlayacağını taahhüt etmiş ve toprak sahibi geç teslimden doğan kira talep hakkını saklı tutmuş olduğundan bu durumda mahkemece inşaatın fiilen bitirildiği kabul edilen tarih ile protokol tarihi arasında davacı lehine işleyen gecikmeden doğan kira tazminatının sözleşme hükümleri dikkate alınmak suretiyle belirlenerek hüküm altına alınması gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
İşletenlerden hangisinin kusurlu olduğu yeterli araştırma yapılmasına karşın kesin biçimde tespit edilememişse tehlikelerin eşit varsayılarak zararın yarı yarıya paylaştırılacağı - Somut olayda yaralamalı trafik kazası nedeniyle Polis, Cumhuriyet Savcılığı ve Mahkeme kayıtları araştırılarak, bu kayıtlarda yer alan sürücülerin, yaralıların ve olay tanıklarının, zabıt mümzisi polis memurlarının beyanlarının celbi; bu kişilerin mahkemece de dinlenmesi; ceza davası açılmışsa bu davada maddi olgu yönünden yapılacak saptamanın eldeki hukuk davasına da etkili olacağından gerekirse bekletici sorun kabul edileceği; ayrıca dinlenen tanığın “…Bir kısım araç sürücüleri, sigortalı araç içindekilere yardım ederken ben de davalıyı pikabından çıkarıp ambulansta gelmediği için Balıkesir SSK hastanesine götürüp teslim ettim” şeklindeki beyanının üzerinde de durulacağı, Balıkesir SSK Hastanesi kayıtlarından bu durum araştırılarak tanığın beyanının buna göre değerlendirileceği-
Tazminat davası-
Hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu raporunda, davacının kaza nedeniyle malul kalmadığının, 4 ayda iyileşebileceğinin bildirildiği, davacının kaza tarihi itibari ile çalışmadığı, 4 aylık geçici iş göremezliğinin bulunduğu, davacı tarafından dava dilekçesinde 3 aylık iş göremezlik için aylık kazanç 600,00 TL olarak bildirilerek bu bedelle ve bu süre ile davacının kendini bağladığının gözetilmesi gerektiği, 6100 sayılı HMK'nun 26/1. maddesindeki "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir" düzenlemesi göz önünde bulundurulduğunda; davacı tarafın talebi aşılarak aylık 1.150,00 TL kazanç üzerinden 4 aylık 4.600,00 TL geçici işgöremezlik tazminatına hükmolunmasının doğru olmadığı-
Tazminat davası-
Hayat sigorta poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkin davada, davacıların murisinin dava dışı bankadan kredi kullandığı, davalı tarafından 12/02/2008 tarihinden geçerli olmak üzere davalı nezdinde hayat sigorta poliçesiyle sigortalandığı, muris F. K. ile taraflar arasında 12/02/2008 tarihli poliçe akdedildiği sırada sorulan sorular boş bırakılmışsa da başvuru formunun en altında, bütün sorulara eksiksiz cevap verdiği, sağlık beyanında yanıtlanmayan sorulara hayır şeklinde cevap verip tamamen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini kabul edip imzaladığı, muris, poliçenin akdinden önce geçirdiği rahatsızlığı ve gördüğü tedaviyi poliçenin tanzimi sırasında bilerek gizlemiş olup bu konudaki sorulara olumsuz cevap verdiğinden poliçe genel şartlarının C.2/2.2. maddesi uyarınca teminat dışında kalan talebin reddi gerektiği-
Davacılar desteğinin ölümü nedeni ile Borçlar Kanunu'nun 45. maddesi (6098 sayılı BK m. 53) gereğince destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemi-
Enflasyon ve buna bağlı olarak oluşan döviz kuru, mevduat faizi, Hazine bonosu ve devlet tahvili faiz oranlarının sabit yasal ve temerrüt faiz oranlarının çok üstünde gerçekleşmesi, borçlunun yararlanması, alacaklının ise zarara uğraması sonucunu doğurduğundan borçlunun borcunu süresinde ödememekte, yargı yoluna başvurulduğunda da yargı süresini uzatma gayreti göstermekte; böylece yargı mercilerindeki dava ve takipler çoğalmakta, yargıya güven azalmakta, kendiliğinden hak alma düşüncesi yaygınlaşarak kamu düzeni bozulmakta, kişi ve toplum güvenliğini sarstığı- Mülkiyet hakkı kapsamındaki alacağının enflasyon karşısında önemli ölçüde değer kaybına uğratılarak ödendiği anlaşıldığından başvurucuya şahsi olarak aşırı ve olağan dışı bir külfet yüklendiğinden mahkemelerinin başvurucunun zarara uğradığını ayrıca ispatlaması gerektiği yönündeki katı yorumu nedeniyle somut olay bakımından kamunun yararı ile başvurucunun mülkiyet hakkının korunması arasında kurulması gereken adil dengenin başvurucu aleyhine bozulduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.