HUMK.’un 440/III–3. maddesinin açık ve amir hükmü uyarınca, yerel mahkemenin Hukuk Genel Kurulu’nun, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesinin doğru olmadığına ilişkin bozma kararına karşı, karar düzeltme yoluna başvurulamayacağı-
Trafik kazası nedeni ile ödenen tedavi giderlerinin hayat sigorta sözleşmesine istinaden rücuan tahsili istemi-
Tazminat davası-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve tazminat istekleri-
Rücuan tazminat istemi-
Davalı sigortalıya ait araç sürücüsünün kazadaki kusuru oranında davacının rücu hakkının doğacağı da gözetilerek; davaya konu trafik kazasında kaza anında aracı kullanan sürücünün ehliyet durumunun araştırılması, konusunda uzman makina mühendisi bilirkişiden kazanın oluşumunda davalı sürücüsünün kusur oranının ne olduğu konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra, aktüer bilirkişiden rücuya konu alacak yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli hesap raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği- Davacı tarafından talep edilen tazminat miktarı likit (muayyen, belirli) olmayıp gerçek zarar miktarının tespiti yargılama yapılmasını, bilirkişi incelemesi yaptırılmasını gerektirdiğinden, davacı tarafın şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, 818 Sayılı BK’nın 133. maddesinde zamanaşımını kesen sebepler açıkça belirtilmiş olup davacı sigortalının ihtarname (17.01.2012 tarih ve 0554 yevmiye numaralı) göndermesi, davalı sigorta şirketi tarafından ödenebilir ücretin .......... TL olarak tespit ettiklerini, bu ücretin sigortalıya bildirilmesine rağmen sigortalının bugüne kadar bu ödemeyi kabul etmediği yönündeki savunmaları, davalı sigorta şirketinin davacıyı oyalamaya yönelik bir tutum sergileyip sergilemediği, davacı tarafından açılan hasar tespit davalarının zamanaşımını kesip kesmeyeceği, dava konusu olayda zamanaşımını kesen sebeplerin bulunup bulunmadığı, buna göre ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı süresinin dolup dolmadığı göz önünde bulundurularak ıslah edilen kısım yönünden davalı tarafın süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’i değerlendirilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Anılan yasa hükmünde “... pul tamamlanmadıkça vekaletnamenin işleme konulmayacağı...”nın belirtildiği gözetildiğinde davanın açılmamış sayılmasına değil dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın vekalet ilişkisi kapsamında olduğu, dava tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı yasa uyarınca davacıların yasada tanımlanan şekilde tüketici olmadığı-
İdarenin yürüttüğü kamu hizmetinin doğrudan sonucu olan ve nedensellik bağı kurulabilen özel ve olağan dışı nitelikte bulunduğundan davalı idarenin bu zarardan kusursuz sorumluluk ilkesine göre sorumlu olduğu- Olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirmiş olduğundan kararın kaldırılması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.