Davaya konu hissede hatanın yapıldığı davada devletin kusursuz sorumluluğu nedeniyle yaptığı ödemeden itibaren 2 yıl geçmediği anlaşılmasına karşın, davaya konu rücu isteminin, zarara yol açan işlemin gerçekleştirildiği 13/04/1978 tarihinden itibaren 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğradığı nazara alındığında mirasçılar yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiği-
Fazla çalışmanın ispatı noktasında sunulan iş yerine giriş çıkış saatlerini gösterir kayıtların da delil niteliğinde olduğu- Davacı işçinin iddia ettiği ücrete ve çalışma süresine göre kendisine ödenmesi gereken kıdem ve ihbar tazminatı alacakları ile ücret ve asgari geçim indirimi alacaklarını belirleyebilecek durumda olduğu anlaşıldığından, davacının alacaklarını hesaplayabilmesi noktasında objektif veya subjektif imkânsızlıktan bahsedilemeyeceği ve bu durumda, talep edilen alacaklar belirlenebilir nitelikte olduğundan, "belirsiz alacak davası" olarak açılan davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği- "Hukuki yararın tamamlanabilir bir dava şartı olduğu, hukuki nitelendirmenin mahkemeye ait olduğu, bu nedenle direnme kararının onanması" gerektiğine ilişkin görüşün HGK çoğunuğunca benimsenmediği-
Dosya kapsamından istihkak raporlarında çalışma yapıldığı belirtilen alan ile fiilen bakım çalışması yapılan alanın miktar olarak ve yapılan işin mahiyeti itibariyle örtüşmediği anlaşılmakta ise de davalının sorumlu olduğu orman bölmesinin genişliği, çalışma koşulları ve yapılan işin mahiyeti ile dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, hesaplanan tazminattan davalı yararına TBK mad. 51 ve 52 gereğince uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılmak üzere kararın bozulması gerektiği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, sendikal tazminat ile fazla mesai ücreti ve ücret alacaklarının ödetilmesine-
7. HD. 22.12.2015 T. E: 36610, K: 26131-
Uyuşmazlık, davalı tarafından zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olan araç ile davacının sevk ve idaresindeki motosikletin karıştığı trafik kazası sonucunda davacının yaralanmasından kaynaklanan bakiye sürekli ve geçici iş göremezlik tazminatı ile bakıcı gideri istemine ilişkindir...
Kıdem tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, mahkemece, yıllık izin ücreti yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi doğru ise de, kıdem tazminatı talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu; davacı, çalışma süresini, ve ücretini belirleyebildiğinden kıdem tazminatı yönünden de objektif imkansızlıktan bahsedebilme imkanı bulunmadığı; bu itibarla, mahkemece, kıdem tazminatı alacağının da belirsiz alacak davasına konu olamayacağı gerekçesiyle, davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
E.dici hüküm niteliğinde olan kıdem tazminatı tavanını artıran veya tamamen ortadan kaldıran sözleşmelerin geçersiz olduğu; işçinin kullanmadığı izinlerinin ücretlerini talep edebilmesi için hizmet akdinin sona ermesi gerekeceği-
Haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacıya ait çekici ve dorsenin haczedilerek muhafaza altına alındığı, söz konusu araçların (2 buçuk ay sonra) davacıya teslim edildiği, davacının araçlarını kullanamaması nedeniyle kazanç kaybı olduğu, araçların yaklaşık 75 gün yediemin deposunda kaldığı, mahkemece bu süre zarfı nazara alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmışsa da, mahkemece, haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arasında kalan tüm günler üzerinden zarar tespiti yerine, davacının bu süreyi kapsayan günlerin tamamında çalışması mümkün olmadığından, TBK. mad. 51-52 gereğince uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.