Trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemi-
Yabancı mahkemelerin hukuk davalarına ilişkin olarak verdikleri ve o devletin kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların tenfizi ve tanınmasına ilişkin davalarda; tenfız dilekçesine, yabancı mahkeme ilamının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesinin; ilamın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesinin eklenmesinin zorunlu olduğu ve bu belgelerde eksiklik varsa yargılama sırasında tamamlanmasının mümkün olduğu-
Temyiz harcının kaynağı, HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK'nun 434/2 maddesi ve 10.05.1965 tarih 1965/1-1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı olduğu; bu İçtihadı Birleştirme Kurulu kararına göre, temyiz yoluna başvurmada maktu ilam harcının tamamının ya da nispi ilam harcının 1/4'nün peşin olarak alınması gerektiği; kabul ile sonuçlanan davada hükmü temyiz eden davalı 3. kişinin maktu temyiz karar harcını yatırmakla yetindiği anlaşıldığından, nispi harca tabi davalarda hükmü temyiz eden davalının, mahkemece hüküm altına alınan karar ve ilam harcının dörtte birini peşin olarak yatırması gerektiği-
İpotek bedelinin uyarlanması istemli eldeki davada, ipoteğin kaldırılması talebi bulunmamasına rağmen verilen kararla birlikte ipoteğin kaldırılmasına hükmedilmesinin talep aşımı niteliğinde olup olmadığı noktasında toplananan uyuşmazlıkta; taleple bağlılık ilkesi uyarınca, dava konusunu (müddeabihi) davacının belirleyeceği, mahkemenin ancak davacı tarafından belirlenen konuda karar verebileceği- Mahkemece talepten daha azına karar verilebilir ise de, dava sonucunda kurulacak hükmün sınırını, tarafların karara bağlanmasını istediği talep sonucunun belirlediğinden, talep sonucu yeterince açık değilse hâkimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında açık olmayan talep sonucunu açıklatması gerektiği- Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, davacı taraf dava dilekçesinde 129.160,000 ETL (129,16 TL) ipotek bedelinin 19.525,00 TL olarak uyarlanmasını istediğinden, HMK'nun 26. maddesi gözetilerek eldeki talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken depo kararı verilmesiyle birlikte depo edilen miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa ödenmesine, bu şekilde taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
Kadastro tespitinden önceki sebeplere dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, bedel talebine yönelik yemin metninin hazırlanması bakımından yemin teklif eden davacı tarafa kesin süre verilerek, yemin sorusu yeteri kadar açık bir şekilde tespit edip, karşı tarafın da yemini kendisine teklif edilen yemin metni çerçevesinde eda etmesi sağlandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece kesin süre içerisinde gider avansının yatırılmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verildiğine göre davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 7/2. maddesi gereğince -davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı- vekalet ücreti takdir edilmesi gerektiği-
Davalı şirket tarafından yapılan viyadük ve yol çalışması sırasında, dinamitleme ve çakıl üretme makinelerinin çıkardığı tozların, rüzgarın da etkisi ile kendisine ait zeytin ağaçlarının üzerinde biriktiğini bu suretle, ağaçların yeni filizler çıkarmasına, büyümesine, çiçek açmasına ve döllenmesine mani olarak ürün kaybının oluşmasına sebebiyet verildiğini belirterek, bu zararın davalıdan tazminine-
Muhtırada yapılması gereken işlemin ne olduğu açıkça ve ilgili tarafın yanılmasına neden olmayacak biçimde gösterilmesi ile, ikmal edilecek harç ya da giderin miktarı ve yatırılma mercii ile süresinin, bunun yapılmamasının sonuçlarının net biçimde açıklanması gerektiği, örneğin, “dosyaya yatırılması” şeklindeki ifade tarafın yanılmasına neden olabileceğinden, bu ifadeyi taşıyan muhtıranın geçersiz olacağı-
Talep, talep türü ve davanın niteliği açıkça anlaşılamıyorsa, talep muğlaksa, HMK'nun 119. maddesi gereğince; davacıya bir haftalık kesin süre verilerek talebinin belirsiz alacak davası mı, yoksa kısmi dava mı olduğunun belirtilmesi, verilen bu süreden sonra, davacının talebini açıklamasına göre bir yol izlenmesi, eğer talep, davacı tarafından belirsiz alacak davası şeklinde açıklanmış olmakla birlikte; gerçekte belirsiz alacak davası şartlarını taşımıyorsa, hukuki yarar yokluğundan davanın reddedilmesi gerektiği- Somut olaya dönüldüğünde; davacı taraf, dava dilekçesinde, işsizlik sigortası nedeniyle ödenmesi gereken sigorta tazminatını talep ettiği, davacının elindeki belgelerle işsiz kaldığı sürenin ve tazminatın belirlenebilir nitelikte olduğundan, davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmadığı kabul edilerek hukuki yarar yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Verilen kesin süreye rağmen davacı vekili tarafından aciz vesikasının sunulmadığı ve delil ibraz edilmediğinden, tasarrufun iptali davasının dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesinin isabetli olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.