Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tescili istemi- Usulî kazanılmış hak için kanunda açık hüküm bulunmamasının, onun kabul edilmemesini gerektirmeyeceği-
“Değişir nitelikte” bir sınır olan “dağ”ın ne zaman “değişmez ni-telikte” kabul edileceği-
Mahkemece yapılması gereken işin; davacı tarafa kayıt malikinin tüm mirasçılarını davaya dahil etmesi için usulüne uygun kesin süre verilmek, dahil edilmesi halinde yargılamaya devam ederek dava konusu taşınmaz başında uzman bilirkişi ve taraf tanıkları ile keşif yaparak sonuca göre karar vermek olması gerekeceği- Birleşen davada davalı ... ve ... ile, asıl davada davalı ...’ın karar başlığında adının yazılmamasının, mahallinde düzeltilebilir maddi hata olup bozma sebebi olmadığı-
Hükme esas alınan bilirkişi raporları ve tanık beyanları uyarınca dava konusu taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı- Davalı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu-
Davacı Hazine vekili, çekişmeli taşınmazın tarımsal amaçla kullanılmayan ham toprak vasıflı, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu iddiasına dayanarak taşınmazın Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece öncelikle tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı takdirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı tarihleri açıkça yazılmak suretiyle Harita Genel Müdürlüğü'nden getirtilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile öncekilerden farklı bir jeodezi ve fotogrametri mühendisi, 3 kişilik ziraat mühendisi bilirkişi kurulu ve teknik bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır.
Davalıların 23.05.2003 tarihli dilekçe ile kaymakamlığa başvuruda bulunarak kullanımlarda olan "yayla"yı kiraya verebilmek için izin istedikleri, dolayısı ile çekişmeli taşınmazın mera olduğunu kabul ettikleri; dosya arasındaki taşınmaza ilişkin fotoğraflardan davalılar adına tescil edilen (A1) kısmının dere yatağı etki alanı içinde olup meradan ayırıcı unsurunun bulunmadığı-
Dava konusu taşınmaza komşu 185 ada 107 nolu parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağı ve varsa bu parsele ilişkin dava dosyalarının ilgili mahkemelerden, kadastro çalışmalarında uygulanan tapu kayıtları ve vergi kayıtlarının bulundukları Tapu Müdürlüğü ve İl Özel İdare Müdürlükleri’nden getirtilmesinin, davacının belgesizden taşınmaz edinip edinmediğinin Kadastro Müdürlüğü’nden de sorulmasının, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ve tapu kayıtlarının Tapu Müdürlüğü’nden getirilmesinin, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun Değişik 14/2.maddesi gereğince kuru-sulu araştırmasının yapılmasının gerekeceği-
Taşınmazın zilyetlik yoluyla kazanılabilmesi için, öncelikle taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olması, bundan sonra da 3402 sayılı Kanun'un 14 ve 17 nci maddeleri uyarınca, emek ve para harcanmak suretiyle imar - ihya edilerek tarıma elverişli hale getirilmesi ve bu işlemlerin tamamlanmasından sonra kazanmayı sağlayacak zilyetlik süresinin geçmesinin zorunlu olduğu- Ziraatçi bilirkişi kurulu tarafından hazırlanan raporda, taşınmazlar üzerinde uzun zamandır kullanım olmadığı, dava konusu taşınmaz bölümleri ile taşınmazın diğer bölümleri arasında ayırıcı unsurun bulunmadığı ve taşınmazlar üzerinde geven gibi meraya özgü bitkilerinin bulunduğunun anlaşıldığı-
Feragat beyanı konusunda karar verme yetkisinin görevli mahkemeye ait olduğu-
Tapu iptal ve tescil istemiyle ilgili keşifte, keşfe katılacak fen bilirkişisinden yapılacak keşif ve uygulamaları izleyip denetlemeye olanak verir dayanılan senetlerin kapsamını gösterir ayrıntılı rapor alınması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.