İştirak halindeki (elbirliğiyle) maliklerden birisinin itirazının, tapulama tutanağının kesinleşmesini önleyeceği -
Mahkemece tespit dışı nedeni, taşınmazın niteliğinin belirlenmesi, imar durumunun açıklığa kavuşturulmasının, 3402 sayılı Yasa’nın 17. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinin, toplanan tüm delillerin değerlendirilmek suretiyle davacı yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesinin gerekeceği-
Hakkında hüküm kurulan H.U. taşınmaz üzerindeki binada bağımsız bölüm maliki olup, kendisine, açılan davada husumet yöneltilmemiş, dahili dava yoluyla davaya iştiraki sağlanmış olduğundan bir kimseye, dahili dava yoluyla taraf sıfatı kazandırılmayacağı ve onun hakkında hüküm kurulmasının da doğru olmadığı-
Senet kapsamına girmeyen ve miras bırakandan intikal eden diğer taşınmazların paylaşılmadığının gerek davacının gerekse davalıların beyanları ile sabit olduğu, davalıların paylaşım ve pay satımına dayandıkları, davacı Ş.’nin payının satıma konu olduğunun da kanıtlanamadığı, Ş.’den başka diğer mirasçıların davada taraf oldukları halde aleyhlerine olan kararı temyiz etmedikleri ve miras payı isteminde bulunmadıkları, bu nedenle olayda 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 30/2.maddesinin de uygulanmasının mümkün olmayacağı, hal böyle olunca, miras bırakanlar tarafından satıma konu olmayan parsellere ait tesbitlerin iptali ile davacıya isabet eden payın onun adına, geriye kalan payların ise tesbit gibi davalı kişiler adına tesciline karar verilmesinin gerekeceği-
Mirasçı bırakmadan vefat eden kişinin mallarının Hazineye kalacağı -Bu yerler hakkında «kazandırıcı zamanaşımı» hükümlerinin uygulanamayacağı -
17.3.2011 tarihinden önce açılmış MK. 713 gereğince açılmış davalar bakımından maliki 20 yıl önce ölmüş ve o tarihten dava tarihine veya kayıt maliki adına bulunan tapu kaydının intikal gördüğü tarihe kadar diğer kazanma koşulları yanında 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür davalar bakımından kazanılmış (müktesep) hakkın kabulü gerekeceği, dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesinin verdiği yürürlüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.03.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun kabulü gerekeceği-
Dava, imar ihya ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil istemi- Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde, hava fotoğraflarından yöntemince yararlanılmamış, sadece hava fotoğrafları dosyaya getirtilerek bilirkişi tarafından dava konusu yer harita üzerinde işaretlenmekle yetinilerek dava konusu edilen bölümün imar planı kapsamında kalıp kalmadığı araştırılmadan tek kişilik ziraat ve tek kişilik jeoloji bilirkişi raporu ile yetinilmesi ve eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak karar verilmesinin hatalı olduğu-
Tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması halinin; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olması olduğu- Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerektiği-
Dava konusu taşınmazda kayıt maliki M. Cinci’nin 1981 yılında ölmesi, taşınmazın öncesi itibariyle yapılan pay satışları, imar uygulamasının zilyetliği kesmeyeceği gözetilerek 17.03.1981 ölüm tarihinden 23.02.2009 dava tarihine kadar yasada yazılı 20 yıllık sürenin geçmesi sebebiyle maddede yazılı diğer kazanma koşullarının ispat edilmesi halinde tapu kaydının hukuki değerini yitirmesinin mümkün olduğu, bu bakımdan davacı lehine diğer kazanma koşullarının dava tarihine kadar gerçekleşip gerçekleşmediğinin önem kazandığı, mahkemece bu bakımdan yapılan inceleme ve araştırmanın yeterli olmadığı-
Bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla tescile konu olabilmesi için öncelikle tapuda kayıtlı olmaması, orman, mera, yayla ve kışlak gibi kamu malı niteliğindeki yerlerden bulunmaması ve 3402 sayılı Kanu-nun 14. ve 17. maddelerinde belirtilen zilyedlikle kazanmaya ilişkin ge- rekli koşulların davacı yararına gerçekleşmiş olması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.