Davacılar paftada yol olarak görülen bir bölüm yerin 103 ada 15 parsel malikleri adına tescili istemiyle dava açtığına göre davacılara diğer maliklerin davaya katılımlarını sağlamaları veya muvafakatlerini almaları ya da miras şirketi söz konusu ise terekeye temsilci tayin ettirmeleri için süre verilmesi, verilen süre içinde gerekli işlemlerin yapılmaması halinde davanın bu nedenle usulden reddi gerekeceği-
Kazandırıcı zamanaşımından, kamu tüzel kişilerinden sadece köy tüzel kişiliğinin yararlanabileceği-
Davacıların miras bırakanının kayıt malikinin ölümünden itibaren taşınmazda malik sıfatıyla zilyet olduğu bildirildiğine göre, satış senedinin olmamasının mülkiyeti kazan­mayı engellemeyeceği-
Her ne kadar yerel bilirkişi ve tanıklar, taşınmazın mera olmadığını bildirmiş iseler de, eski tarihli belirtmelik, norm kararı ve eylemli durum karşısında yerel bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilmemesi gerekeceği, öncesi mera olan bir yerin yetkili mercilerce niteliği değiştirilmedikçe kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılmasının mümkün olamayacağı, taşınmazın niteliği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılan taşınmaz hakkında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanan tescil davasında; hüküm tarihinden önce yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanun uyarınca ilgili kamu tüzel kişileri olarak davada taraf olarak yer almaları gerektiği-
20. HD. 09.12.2019 T. E: 4304, K: 7269-
Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline-
2004de  kesinleşen yabancı mahkeme kararı ile boşanmalarına karar verilmesine rağmen birlikte yaşamaya devam edip çocuk sahibi olan taraflardan kadının 2017 yılında Türkiye'de boşanma davası açması üzerine, erkek eşin 2018'de  "yabancı mahkemece verilen boşanma kararının Türk Mahkemelerince tanınması ve tenfizine ilişkin" karşı dava açması dürüst davranma kuralına aykırı mıdır? Yabancı mahkemelerce verilen boşanma kararlarının tanıması ve tenfizi için belirlenmiş bir zamanaşımı süresinin bulunmadığı- Tanıma ve tenfiz davasına konu boşanmaya ilişkin yabancı mahkeme ilâmının yabancı mahkeme kararının kesinleştiği andan itibaren hüküm ifade ettiği- Yabancı mahkeme kararının verildiği ülkede boşanmış sayılan eşin, Türkiye'de bu kararın tanınmasını istemesinde hukuki yararı bulunduğu- Yabancı mahkemece verilmiş ve kesinleşmiş boşanma kararı karşısında, sadece bu kararın Türk mahkemelerince tanınmadığı ve eşlerin birlikte yaşamaya devam ederek çocuk sahibi oldukları gerekçe gösterilmek suretiyle; uyuşmazlığın çözümünde uygulanması gereken yazılı hukuk kuralları bir yana bırakılarak, ancak zorunlu hâllerde düzeltici ve tamamlayıcı bir biçimde uygulanması gereken dürüstlük kuralına aykırı davranıldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mer’aların, kamunun ortak kullanımına bırakılan ve özel mülkiyet konusu edilemeyecek yerlerden olduğu, bu nitelikleri gereği de kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilemeyecekleri, ancak, çekişmeli taşınmazın hukuksal niteliğini kesin olarak saptayan yeterli bir incelemenin de yapılmış olmadığı-
TMK mad. 713/2 yer alan; tapulu taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılmasına imkan tanıyan üç halden biri olan "…ölmüş…" ibaresi, "Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarihli ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı" kararıyla iptal edilmişse de, Anayasa Mahkemesince yürürlüğün durdurulmasına ilişkin kararın verildiği 17.03.2011 tarihine kadar hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, TMK md. 713/5 uyarınca bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.