Ödenmeyen kira bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibi sonucu temerrüt nedeniyle kiralananın tahliyesi isteminde, iflasın ertelenmesi dava dosyasında verilen tedbir kararına rağmen yapılan usulsüz takibe dayalı olarak tahliye istenemeyeceği-
Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliğinin zorunlu olduğu- İlamların infaz edilecek kısmı, hüküm bölümü olup, hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu-
Kamulaştırma bedelinin arttırılmasına ilişkin ilamın infazı ile ilgili takipte anılan maddenin uygulama yeri bulunmadığı gibi 6487 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun Geçici 6. maddesinin 7. fıkra kapsamından da anlaşılacağı üzere bu davalarda icra harçları ve vekalet ücretinin maktu belirleneceği, bu durumda, mahkemece, icra harç ve vekalet ücretinin maktu hesaplanması gerektiği değerlendirilerek ve bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi yerine, eksik inceleme ve nispi icra vekalet ücreti hesaplanması şeklinde yapılan hesaplamaya dayalı hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği-
İlamın hüküm bölümünde alacağın davalı borcu üstlenenden tahsiline karar verildiği, borçlu aleyhine hüküm kurulmadığı görüldüğüden, mahkemece, ilamda şikayet başvurusunda bulunan borçlu aleyhine hüküm kurulmadığı nazara alınarak, istemin kabulü ile takibin bu borçlu yönünden iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İlamların infaz edilecek kısmının hüküm bölümü olduğu diğer bir anlatımla hükmün içeriğinin aynen infazının zorunlu olduğu o nedenle sınırlı yetkili icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yoluyla belirlenemeyeceği sınırlı yetkili İcra Mahkemesi'nin hükümde yer almayan bir hususu yorum yoluyla ilama eklemesi ya da var olan bir hususu çıkarması olanağı olmadığı bu bakımdan takibe konu ilamın hüküm kısmının ilamlı icranın şeklini de belirlediği-
Sigortalı hizmetin tespiti davası ile işçilik haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak davalarının birbiriyle bağlantılı olduğu, birlikte açılıp, sonuçlandırılmalarının olanaklı olduğu, anılan davaların salt temyiz inceleme mercilerinin ayrı olduğu ve ispat şekillerinin farklı olduğu gerekçesiyle ayrılmaları gerektiği hususunun bozma nedeni yapılamayacağı-
İlamda faize hükmedilmemişse, kesinleşmeden infazı istenemeyecek ilamlar hariç, ilamlarda karar tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği, hükümde onay ve ödeme tarihleri açıkça belirtilmediğinden, ancak karar tarihinden itibaren faiz istenebileceği-
Kamulaştırmasız elatmadan kaynaklanan tazminatlara ilişkin ilamların, icra takibine konu edilmesi halinde, el atma tarihi 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında ise; takibe konu ilamın tarihi 5999 sayılı yasanın 1.maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'na eklenen Geçici 6. maddesinin yürürlüğe girdiği 30.06.2010 tarihinden önce olması durumunda idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilebileceği, ilam tarihi 30.06.2010 tarihinden sonra ise idarenin mal, hak ve alacaklarının haczedilemeyeceği-
Şüphe ve tereddüt uyandıracak, infazda zorluk çıkaracak şekilde oluşturulan hükmün bozulması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.