İtirazın iptali davası-
Borçlunun rızaen yaptığı bir ödeme bulunmayıp, dosya borcu, haciz konulan banka hesaplarındaki paraların gönderilmesi ile kapanmış olduğundan, borçlunun haczedilmezlik şikayeti ve faize itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Yetkili icra dairesine gönderilen icra dosyasının, ilk takip dosyasının devamı olduğu, zamanaşımının hesabında ilk takip tarihinin nazara alınacağı-
Takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda, o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerektiği, ancak, takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde aynı sonuca varılamayacağı- Takipte, takip sonrası için istenen "% 120" işleyecek faiz oranının, takip tarihinde geçerli olan ticari veya yasal faiz oranına denk gelmediği ve bu oranların oldukça üzerinde olduğu görüldüğünden, alacaklının talebinin ticari faiz olduğu sonucuna varılamayacağı, borçlunun yasal sürede ödeme emrinde talep edilen faiz oranına itiraz etmemesi üzerine kesinleşen bu oran (%120) üzerinden, TBK'nun yürürlük tarihinden sonra ise, işin ticari nitelikte olmadığı dikkate alınarak, TBK.nun 120. maddesinde öngörülen sınırlamalar nazara alınarak faiz hesaplaması yapılması gerektiği-
BK.101/1 (6098 sayılı TBK 117/1) maddesi uyarınca muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olacağı-Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmadan bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekeceği-Borçlunun temerrüdü, borçluya gönderilen ihtarnamenin tebliğinden veya ihtarnamede ödeme için süre verilmişse bu sürenin bitiminden itibaren oluşacağı, iade talebinde bulunulmadan temerrüt faizi işlemeyeceği-
İlâmda alacağın «ilâm tarihinde» muaccel olacağı, bu nedenle ilâmda faiz hakkında hüküm bulunmaması -hatta, faiz isteğinin açıkça reddedilmiş olması- halinde, alacaklının «ilâm tarihi» veya «takip tarihi»nden itibaren faiz isteyebileceği–
Davacı tarafından davalıya alacağın ödenmesi içinde ihtarname keşide edilerek ödemenin 7 gün içerisinde yapılması talep edilmiştir. Bu durumda temerrüt tarihi, ihtarnamenin borçluya tebliğ edildiği tarihe ilave edilecek 7. günün sonudur. Diğer yandan taraflar arasında sözleşme ile temerrüt faiz oranı kararlaştırılmadığından, alacağa 3095 sayılı Yasa uyarınca temerrüt faizi uygulanması gerekeceği-
Davacı, icra takibinde açıkça temerrüt faizi istemiş olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 25. maddesi gereğince, hakim taleple bağlı olduğundan mahkemece talep edilmeyen vade farkının hüküm altına alınmasının usul ve yasaya aykırı bulunduğu-
İlamın infaz edilecek bölümünün hüküm kısmı olup icra mahkemesince yorum yolu ile değiştirilemeyeceği- Kararda açıkça en yüksek faiz oranlarının uygulanmasına hükmedilmediğinden düşük veya yüksek faiz oranının uygulanması gerektiğine ilişkin kanaat belirtilemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.