İtirazın iptali davası-
Uzun yıllardır yurtdışında yaşadığını, davalının da Türkiye'de ticaretle uğraştığını, davalının 1998 yılında kendisinden borç istemesi üzerine Fransız Bankası'ndan kredi çekerek, 09.09.1998'de davalıya 600.000 Fransız Frangı gönderdiğini, davalının bu borcu 2 yıl içinde ödeyeceğini söylemesine rağmen herhangi bir ödeme yapmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00 TL.nın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline-
İlama dayalı takipte borcun ödendiği iddiasının, İİK'nun 33. maddesinde belirtilen belgeler ile ispat edileceği- Nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile ücret alacağı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Avukatın yapılan haricen ödemeleri dikkate almadan, alacağın tümü için haciz talimatı almasının disiplin suçu teşkil edeceği-
Borçlu tarafından yapılan kısmi ödemenin, öncelikle faiz (ve takip giderlerine) ve artan kısmının ise ana paraya mahsubu gerekeceği—
Fatura alacağının bakiye kısmının tahsiline yönelik başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali talebine-
Birden fazla borcu bulunan borçlunun, ödeme zamanında bu borçlardan hangisini tediye etmek istediğini alacaklıya beyan etme hakkına sahip olduğu- Geçerli bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda ödemenin hangi borca mahsup edileceği gösterilmediği takdirde, tediyenin (ödemenin) muaccel olan borca mahsup edileceği, birden çok borç muaccel ise tediyenin, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edileceği, icra takibi yapılmamış ise tediyenin, vadesi daha önce gelmiş olan borca mahsup edileceği- Taraflar arasında bir borç ilişkisi bulunduğu ve borçlunun daha evvel bir kısım ödemeler yaptığı, takibin fatura tutarının bir kısmına dayandırılarak yapıldığı anlaşılmakla, bu tutarın dışındaki alacağın tahsil edildiğinin alacaklının da kabulünde olduğu- "Taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi bulunduğu, bu itibarla takip öncesinde yapılan kısmi ödemelerin alacaklı yanca hangi borca mahsup edilmesi istenmişse bu iradeye üstünlük tanınması ve ödemelerin birden çok borcun vadelerine göre sıralanmasının gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.