Davacı, dava dilekçesinde .. 15 parsel sayılı taşınmazın satış vaadi sözleşmesine uyarınca adına tescilini ikinci kademede de rayiç değerinin tahsilini talep etmiş, tapu kayıtlarından bu taşınmazın tarla niteliğiyle dava dışı Köy adına kayıtlı iken satış yoluyla davalı adına tescil edilerek, aynı tarihte 442 s. Köy Kanunu'nun 3367 s. K. ile değişik ek 13/son maddesi uyarınca 10 yıl süreyle devir ve temlik yasağı getirilmiş olduğu ve taşınmazda yapılan imar uygulaması sonucu ... 16 parsel olarak 1726/2400 payı davalı, 674/2400 payı da Hazine adına tescil edilmiş olduğu, daha sonra, taşınmazın bulunduğu Köyünün tüzel kişiliği kaldırılarak mahalle statüsü verildiği anlaşılmış olup, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesi sözleşmeye konu taşınmazın tapu kaydında devir ve temlik yasağı bulunmaktaysa da, dava açılmadan önce yürürlüğe giren 442 sayılı Kanunun geçici 1. maddesi uyarınca tapu kaydındaki devir ve temliki önleyen sınırlandırma hükümsüz duruma dönüşmüş olduğundan ve dava açılmasından sonra sınırlandırma sona ermekte olduğundan, davacının dayandığı satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağının bulunduğu, bu nedenle, davacının öncelikli isteminin değerlendirilmesi gerekirken, ikinci kademedeki isteminin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
Haricen düzenlenen ve bu nedenle geçersiz olan taşınmaz satışı ya da taşınmaz satış vaadi senetlerine dayanılarak ödenmiş olan paranın geri alınması için ilamsız icra yoluna başvurulamayacağı-
Üstlenilen edimin yerine getirilmemesi nedeniyle sözleşmede kararlaştırılan gecikme cezasının tahsili istemi-
İhale ile alacaklı bankaya geçen taşınmaz üzerinde, taşınmazı işgal eden üçüncü kişiye banka tarafından satış vaadinde bulunulmuş olması ve tescil tarihine kadar ecrimisil bedeli karşılığında taşınmazın üçüncü kişinin kullanımına tahsis edilmiş olması halinde, alacaklı banka tarafından İİK.’nun 135. maddesine dayanılarak üçüncü kişiye “tahliye emri” gönderilemeyeceği-
8. HD. 17.06.2021 T. E: 620, K: 5226-
Davalı taşınmazı aslında kendisinin aldığını askerde olması nedeniyle satış vaadi sözleşmesinin murisi tarafından yapıldığını, esasen tüm bedelin de kendisi tarafından ödendiğini savunmakta ise de dosyadaki ödeme belgelerine göre ödemenin önemli bir kısmının vaat alacaklısı muris tarafından yapıldığı anlaşılmış olduğundan; davalının bir kısım ödemeleri yapmış olduğunun kabulü ayrı bir davanın konusu olmakla birlikte taşınmazın adına tescilini gerektirmeyeceğinden satış vaadi sözleşmesinin alacaklısı muris mirasçıları olan davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescil davasının kabul edilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davası-
Mahkemenin görevi belirlenirken sözleşmede yazılı değere bakmamak eldeki davanın gayrimenkulün aynına ilişkin tapu iptali ve tescil davası olduğu düşünülerek dava konusunun davanın açıldığı gündeki değeri keşfen belirlenerek görevli mahkemeyi tayin etmek gerekeceği-
Taşınmaza ilişkin olarak öncesinde yaşanan gelişmeler ve son olarak davacının katılmadığı satış vaadi ve kat karşılığı sözleşmesi, davalının savunmaları doğrultusunda olsa da, kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile müteahhit firmalar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi dışında olan davacının paydaş sıfatı ile tapuda pay satışı suretiyle yapılan temlike karşı yasal ön alım hakkını kullanmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edildiği durumlarda mahkemece İİK.nun 50.maddesi gözetilerek öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.