Satış vaadi sözleşmeleri ile edinilen kişisel hakkın alacağın devri (temliki) hükümlerine göre üçüncü şahıslara devrinin mümkün olduğu-
Dava konusu ‘‘Düzenleme Şeklinde Gayrımenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi’’nin, davacı arsa sahibi paydaşlar ve dava dışı hissedarların maliki olduğu taşınmazlar üzerinde arsa payı karşılığı inşaat yapılması için tüm arsa sahipleri ile davalı yüklenici şirket arasında noterde re’sen düzenlendiği, geçerlilik koşullarını taşıdığı ve taraflar için bağlayıcı olduğu- Tarafların davadan önce gönderdikleri ihtar ve yazışmaları ile yargılamanın devamı sırasında dosyaya sundukları beyan dilekçelerinde karşılıklı alacak iddiasında bulunarak takas/mahsup talebi ve ödemezlik def’ini ileri sürdüklerinden, tarafların tüm iddia ve savunmaları ile takas ve mahsup taleplerine konu alacakları da değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği- Mahkemece hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tarafların karşılıklı alacak iddiasına konu talepleri denetime elverişli biçimde hesaplattırılmadan, sözleşmeye istinaden arsa sahibine verilecek üç adet daire bedelinden kaynaklanan borçtan sadece davacı ...’nun sorumlu olduğu gözetilmeden, taleple bağlılık ilkesi ve uyuşmazlık konusu çerçevesinde tasfiye yapılmak suretiyle tarafların takas ve mahsuba yönelik istemleri dikkate alınmadan, birlikte ifa kuralı gereğince gerekli araştırma ve inceleme yapılmadan, davanın kısmen kabulü ile davalının istemine konu alacağına karşılık iki adet daire uhdesinde bırakılarak davacıların hissesine düşen diğer dairelerin fiilen teslimi suretiyle muarazanın giderilmesine, tarafların ek imalat bedeli, trafo katılım payı, ivaz ilavesi, gecikme nedeniyle tazminat talepleri bakımından ayrıca dava açmakta muhtariyetlerine şeklinde ihtilafı ortada bırakacak biçimde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Tapu kaydı kapsamına göre, dava konusu parseller üzerine konulan satış vaadi şerhinin 26.02.2007 tarihinde terkin edildiğinin anlaşılması karşısında, davanın konusuz kaldığının kabulü ile Hukuk Genel Kurulunun onama kararının kaldırılması ve yerel mahkemece bu yeni duruma göre karar verilmek üzere direnme kararının salt bu nedenle bozulmasının gerekeceği-
Tapu iptali ve tescil davası bozma ilamına uyularak-
“Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğu”nu ileri süren davalının bu savunmasını isbat etmekle yükümlü olduğu–
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasında, elbirliği mülkiyetinde ortakların tasarruf edebileceği pay olmadığından ve zilyetliğin tüm ortaklar adına sürdürülmesi söz konusu olduğundan, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz ortakları arasındaki satış vaadi sözleşmelerinde ayrıca zilyetliğin devri gerekmediği ve bu davada vaad borçlusunun zamanaşımı savunmasında bulunmasının "dürüst davranma" kuralı ile bağdaşmayacağı-
Mahkemece, dava dilekçesinde ve davalılardan .... ve ........’in sunduğu cevap dilekçesinde açıkça dayanılan ferağa icbar dosyasının kül halinde getirtilmesi, ayrıca adı geçen davalıların cevap dilekçesinde dayandıkları müdahalenin meni, aile konutu şerhi dosyası ve vesayet dosyalarının getirtilmesi, gerektiğinde mahallinde yeniden keşif yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde davaya konu ....... no'lu bağımsız bölümün, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tesis edildiği tarihte aile konutu olup olmadığı tespit edilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali davası-
Malikler arasında elbirliği mülkiyeti mevcut olup maliklerden birinin kendi nam ve hesabına değil elbirliği halindeki tüm malikler adına tasarruf edebileceği, bu tür taşınmazlarda TMK'nin 713/2 maddesindeki "ölüm" nedenine dayanılarak zilyetlikle mülkiyetin kazanılmasının mümkün olmadığı- Çekişme konusu taşınmazın geldi parseli olan ........ parsel sayılı taşınmazın eski tapu kayıtlarına dayalı tapuya tescil edildiğine göre kayıt maliklerinin kanun anlamında bilinen ve yaşamış kişiler olduğunun kabulü gerekeceği, hal böyle olunca, kayıt maliklerinin bilinen kişiler olduğu da gözetilerek TMK'nin 713/2 maddesinde yer alan kim olduğunun anlaşılamaması nedenine dayalı olan iddianın da reddi gerekeceği- Tapulu taşınmazların satışının TMK'nin 706, BK'nin 213 , 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince, resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacağı ve satın alana herhangi bir mülkiyet hakkı bahşetmeyeceği- Davacılar, tapu kayıt malikleri olup davalılar-birleştirilen dosya davacılarının kayıttan veya mülkiyetten kaynaklı bir hakkı bulunmadığına göre elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne karar verilmesi ve davacıların payları da gözetilerek tespit edilecek ecrimisile karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.