İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, İİK 142.maddesinde açıkça "her alacaklı" denilmek suretiyle şikayet hakkı borçluya teşmil edilmeyecek şekilde ifade edilmiş olduğundan, borçlunun şikayet hakkı bulunmadığı gibi, bir alacaklının sırasına itiraz etmekte borçlunun hukuki yararı, dolayısıyla da şikayetçi-borçlunun aktif husumet ehliyeti bulunmadığı "gerekçesiyle şikayetin reddine" karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı- Somut olayda hak düşürücü sürenin son günü olan 21.05.2017 tarihinin Pazar gününe rastladığı bu durumda 10 günlük hak düşürücü sürenin bitimi 22.05.2017 tarihi olacağından, şikayetçi vekilinin istinaf isteminin süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan icra takibinde, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği; İİK'nun 168/5. maddesi gereğince yasal 5 günlük itiraz süresinin son gününün hafta sonu tatili olan Pazar gününe rastladığı, bu durumda süre, söz konusu günü takip eden Pazartesi günü mesai saati bitiminde sona ereceğinden, borçlu vekilinin itirazının süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, resmi tatillerde kullandırılmayan izin ile şua izni, 2012 yılına ait yıllık ücretli izin, 2012/Mart ayına ilişkin 7 günlük ücret ile yine bu ayın nöbet ücreti alacaklarının tahsilinin talep edildiği davada, taraflar arasında davacı işçinin iş sözleşmesinin nasıl sona erdiği hususunda uyuşmazlık bulunduğu- Dosya içeriğindeki CD çözümü yaptırılıp gerekirse davacının hazır olduğu bir ortamda izlenip bu kişinin davacı olup olmadığının tespiti ile “istifa dilekçesinin aldatılarak alınma” savunmasının değerlendirilmesi gerektiğinden, eksik incelemeyle sonuca gidilmesinin isabetsiz olduğu- Mahkemenin itibar ettiği birinci ıslah dilekçesinde artırılan tutarlara ilişkin davacının faiz talebi olmamasına rağmen bu tutarlara faiz yürütülmesi de 6100 sayılı HMK.’nın 26 ncı maddesine aykırı olduğu-
İşçinin aylık ücretinin asgari ücretin çok az üstünde olması halinde, iş sözleşmesinde aylık ücrete fazla çalışmanın da dahil olduğuna ilişkin hükmün geçersiz olup bu durumda yıllık 270 saatlik sınırın uygulanmasının mümkün olmadığı- Yüzde usulü veya parçabaşı ücret ya da primle çalışan işçinin fazla çalışma ücreti hesaplanırken sadece %50 zamlı kısmın hesaplanması gerektiği-
Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine oy kullanan kat malikinin karar tarihinden başlayarak bir ay, toplantıya katılmayan kat malikinin ise kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay ve her halde 6 ay içinde iptal davası açabileceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Mahkemece, davalının dayandığı avukatlık sözleşmesinin sonradan düzenlenmesi mümkün olduğundan tek başına alacağın varlığını kanıtlayamayacağı-
1 Mayıs günü, “resmi tatil” olarak kabul edilmiş olduğundan, bugün yapılan ihalenin icra mahkemesince feshine karar verilmesi gerekeceği-
Hak düşürücü süre, zayi olan belgelerin tam olarak tespitinin yapıldığı tarihte başlayacağından, sürenin son gününün resmi tatile denk gelmesi nedeniyle davanın resmi tatili takip eden ilk iş günü ve süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-
22. HD. 08.11.2018 T. E: 2017/16164, K: 23898-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.