İşçinin aylık ücretinin asgari ücretin çok az üstünde olması halinde, iş sözleşmesinde aylık ücrete fazla çalışmanın da dahil olduğuna ilişkin hükmün geçersiz olup bu durumda yıllık 270 saatlik sınırın uygulanmasının mümkün olmadığı- Yüzde usulü veya parçabaşı ücret ya da primle çalışan işçinin fazla çalışma ücreti hesaplanırken sadece %50 zamlı kısmın hesaplanması gerektiği-
Kat malikleri kurulunca verilen kararlar aleyhine oy kullanan kat malikinin karar tarihinden başlayarak bir ay, toplantıya katılmayan kat malikinin ise kararı öğrenmesinden başlayarak bir ay ve her halde 6 ay içinde iptal davası açabileceği-
Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti, hafta tatil ücreti, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine-
Mahkemece, davalının dayandığı avukatlık sözleşmesinin sonradan düzenlenmesi mümkün olduğundan tek başına alacağın varlığını kanıtlayamayacağı-
1 Mayıs günü, “resmi tatil” olarak kabul edilmiş olduğundan, bugün yapılan ihalenin icra mahkemesince feshine karar verilmesi gerekeceği-
Hak düşürücü süre, zayi olan belgelerin tam olarak tespitinin yapıldığı tarihte başlayacağından, sürenin son gününün resmi tatile denk gelmesi nedeniyle davanın resmi tatili takip eden ilk iş günü ve süresinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekeceği-
22. HD. 08.11.2018 T. E: 2017/16164, K: 23898-
22. HD. 12.03.2019 T. E: 2016/6257, K: 5763-
Mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen kararın direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edildiği-İş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğinin işverence ispatlanamadığı gerekçesiyle genel ifadelere dayalı olarak verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi ile Özel Dairece bozulmasından sonra mahkemece, davalı tanığının beyanları ile davacının vekiline verdiği vekâletnamenin düzenlenme tarihi de değerlendirilerek iş sözleşmesinin en geç 21.02.2014 tarihinde feshedildiğinin kabulü ile devamsızlık tutanaklarına neden itibar edilmediğine yönelik gerekçe oluşturulması, davalı tanığının feshe yönelik beyanları dışında davacının çalışma şekline yönelik beyanlarının aksinin Yargıtay bozma ilamında kabul edildiğinden tanığın inandırıcılığı yitirdiğine yönelik gerekçe ile de Özel Daire bozmasındaki verilere dayanılması, Yargıtay ile Bölge Adliye Mahkemesi kararları da değerlendirilerek ilk gerekçede yer verilmeyen kararlara yer verilmesi, başka işçinin açtığı davada verilen kararın da gerekçeye dayanak yapılması suretiyle davanın esasına, somut olayın içeriğine yönelik ifadeler kullanılarak direnme adı altında karar verildiği- Mahkeme tarafından, Özel Daire bozma kararı sonrası daha önce dosyada yer almayan olgu ve delillere dayanılarak ve Özel Daire denetiminden geçmemiş gerekçe ile direnme adı altında yeni bir karar verildiği, bu hâlde "direnme" olarak verilen kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma konusu ile ilgili bozma kararı sonrası yeni delil ve olgular ile yeni gerekçeye dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu-
Dosya kapsamında Av..........’ın istifa ettiğine veya azledildiğine ilişkin bilgi bulunmadığı, karar düzeltme istemine konu Hukuk Genel Kurulunun bozma kararının şikâyetçi vekili Av......’a tebliğine ilişkin e-tebliğ mazbatasının incelenmesinde; "Tarih ................... Muhatap hesabına teslim edilmek üzere UETS tarafından teslim alındı, .............. Tebligat alıcı için ayrılmış tebligat alanına (hesabına) başarılı bir şekilde konuldu, ....... Tebligat alıcının hesabına iletilmesine müteakip mevzuat gereği belirlenen süre sonunda otomatik olarak okundu sayıldı" şeklinde açıklamalarının yer aldığının görüldüğü, Elektronik Tebligat Yönetmeliği'nin 9. maddesinde belirtildiği üzere UETS elektronik tebligat mesajını zaman damgasıyla ilişkilendirerek .............. tarihinde muhatabın elektronik tebligat adresine ulaştırmış olup, elektronik yolla tebligat muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılacağından bozma kararının ............. tarihinde şikâyetçi vekiline tebliğ edildiği, 10 günlük karar düzeltme süresinin son gününün cumartesi günü ............ tarihine rastladığı, resmi tatil olması sebebiyle İİK'nin 19. maddesinin 3. fıkrası gereğince müddetin .............. tarihinde biteceği, karar düzeltme isteminin ise yasal 10 günlük süreden sonra .......... tarihinde yapıldığı anlaşıldığından, karar düzeltme isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.