Karısının evinde oturmaya razı olan kocanın, “aslî zilyed” olmayıp, “karısına tab’en oradan yararlanan kişi” konumunda olacağı, bu nedenle yaptığı faydalı ve zorunlu giderler yönünden hapis hakkına sahip olmayacağı-
Davalı taşınmazları muvafakata dayalı olarak kullandığından kötüniyetinden söz edilemeyeceği gibi ecrimisilden sorumlu tutulamayacağından ecrimisil isteğinin rededilerek, 3 sayılı parselde davalı tarafından yeni binalar mı yapıldığı yoksa var olan binaların korunması amacıyla imalatlar mı yapıldığının açıklığa kavuşturulup, var olan binaların korunması amacıyla iyileştirmeler yapılmışsa zorunlu ve faydalı masraflar üzerinden hapis hakkı tanınması gerektiği-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkin davada, çekişme konusu taşınmazın tedavül kayıtlarının getirtilip önceki maliklerinin belirlenerek, davalı tanıklarının usulüne uygun olarak dinlenip, davalı ile harici sözleşme yapan kayıt malikinin saptanarak davalının işgalci olup olmadığı iyiniyetli zilyet konumunda bulunup bulunmadığının tespit edileceği-
Davacının, haricen satın aldığı ve teslim aldığı tapuya kayıtlı taşınmaz üzerinde inşa ettiği binanın zorunlu ve faydalı masraflarını isteyebilmesi için; yaptığı giderin mal varlığından çıkmış ve taşınmazı geri alan hak sahibinin mal varlığına geçmiş olmasının gerekeceği-
Asıl dava, bağımsız bölüm vasıflı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil, karşı dava faydalı ve zorunlu giderler nedeniyle tazminat isteği-
Taşınır bir şeyin zilyedinin onun maliki sayılacağı ve bu mülkiyet karinesine güvenerek zilyetten iyi niyetle hak iktisap edenlerin bu kazanımlarının korunacağı-
İyiniyetle bir taşınmaza elmen (zilyet) bulunanın, onu kullanması ile yararlanması değerlendirilecek karşılığı kapsamaz ve bu bakımdan yapmış olduğu zorunlu ve yararlı giderinden indirilemeyeceği-
İpotekli alacaklı, üçüncü kişiye ait teferruat niteliğindeki menkul mallar üzerinde rehin hakkı kazanamayacağından, ipoteğin, bu mallar yönünden geçersiz sayılacağı, teferruat niteliğindeki menkul mallar hisseli ise davacının hissesi oranında ipoteğin iptali gerekeceği («İpotekli alacaklının iyiniyetli olması halinde, rehin hakkının korunacağı»na i-lişkin görüşün yasal dayanağı olan MK. m.988 hükmünün ancak menkul mallar üzerinde emin sıfatıyla zilyetten aynî hak kazanma olanağı ta-nıdığı ipotekli alacaklının, teferruat niteliğindeki menkul malların zil-yetliğini elde etmedikçe bu hükümde yararlanamayacağı)-
Topraktan satış” veya “temelden satış” şeklinde isimlendirilen sözkonusu satışta alıcı, arsanın gerçekte yükleniciye ait olmadığını, kat karşılığı ona arsa payı verildiğini, yüklenicinin edimini yerine getirmemesi halinde kendisine bırakılan bağımsız bölümlerde ve arsa paylarında hakkının doğmayacağını bilerek daireyi satın almış olduğundan davacıların TMK.nun 1023.maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı-
Tarafların baba – kız olduğu, 1991 yılından beri davacıya ait bağımsız bölümde karşı davanın davacısının oturduğu ve dolayısıyla iyiniyetli zilyet olduğu, karşı davanın davacısı tarafından bağımsız bölüme yapılan zorunlu ve faydalı masrafların tahsiline karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.