Kadastro Kanununda, tapulama tespit gününde yürürlükte olan yasa hükümlerine göre oluşturulmuş, imar ihya şerhlerini dayanaksız bırakan bir hüküm bulunmadığı gibi; imar ihya, belirli koşullarda taşınmaz mal mülkiyetinin kazanılması yollarından biri olarak kabul edildiğinden, kazanılmış hak kuralı gereğince ve ayrıca, imar ihya ve zilyetliği doğrulayan mahkeme hükmünün üzerinden on yıllık hak düşürücü süre de geçmediği için, davalının, kişisel hakkının ayni hakka dönüştürülmesini isteyebileceği de düşünülerek, Hazinenin açtığı imar ihya şerhinin kaldırılması davasının reddinin gerekeceği-
Taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve davalılar lehine kazandırıcı zamanaşımı koşullarının yerine getirilmediği iddiasıyla açılan davada; öncelikle tespit tarihinden geriye doğru 15-20-25 yıl öncesine ait 3 ayrı dönemde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları Harita Genel Komutanlığından getirtilip dosya ikmal edildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişilerle; aynı yönteme göre tespit edilecek taraf tanıkları, kadastro tespit bilirkişilerinin tümü, fen bilirkişi, jeoloji mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve daha önce yapılan keşfe katılmayanlar arasından seçilecek 3 kişilik ziraat mühendisleri kurulu huzuruyla keşif yapılmalıdır. Taşınmazlar başında yapılacak keşif sırasında dinlenecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarından çekişmeli taşınmazların öncesinin ne olduğu, üzerlerinde sürdürülen zilyetliğin bulunup bulunmadığı, varsa zilyetliğin hangi tarihte başladığı, ve hangi tasarruflarla sürdürüldüğü, kimden kime, nasıl intikal ettiği, taşınmazlarda imar-ihyaya ne zaman başlanılıp tamamlandığı, imar-ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar Kadastro Kanunu'nun 14. maddesinde belirtilen sürenin geçip geçmediği etraflıca sorulup, maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, dinlenen bilirkişi ve tanık beyanları arasında çelişki doğduğu takdirde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkinin giderilmesine çalışılmalı ve yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; 3 kişilik ziraat mühendislerinden oluşan bilirkişi kurulundan önceki tarihli keşif sonucu dosyaya ibraz edilen ziraat bilirkişi raporundaki bulguları da değerlendirecek şekilde taşınmazların niteliğini, özellikleri; komşu durumda bulunan ham toprak, mera nitelikli dava dışı taşınmazlar ile çekişmeli taşınmazların toprak yapısını mukayese eder, ayırıcı unsur bulunup bulunmadığını açıklar nitelikte ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı, komşusunda dere olan çekişmeli taşınmazlar yönünden jeolog bilirkişiden taşınmazların aktif dere ya da dere yatağında kalıp kalmadığı hususlarında ayrıntılı rapor alınmalı, jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik üç adet hava fotoğrafının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, taşınmazlar üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanaklarıyla denetlenmeli, çekişmeli taşınmazların ayrı ayrı tüm yönlerinden gösterir fotoğrafları çektirilmeli, teknik bilirkişilere keşfi takibe imkan verir kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden ve komşu parseller ile arasındaki sınırları gösterecek şekilde çekilmiş yakın plan panoramik fotoğrafları dosya arasına konulmalı, zilyetlikle kazanma şartlarının davalı taraflar lehine oluşup oluşmadığı kesin olarak belirlenerek karar verilmesi gerektiği-
TMK. 712 uyarınca açılan davada mahkemece, dava konusu üzerinde imar-ihya çalışmalarına hangi tarihte başladığını tespit edeceği, ne şekilde taşınmazı imar-ihya ettiğini ve imar-ihya işlemlerini hangi tarihte tamamlandığını sorup belirleyeceği, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar önceki zilyet M. Dere ile taşınmazı satın alarak zilyet olan davacının zilyetlik sürelerinin iktisap için yeterli olup olmadığı ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddesi hükümleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vereceği-
Dava konusu parselin sınırında eylemli mera parseli yer aldığına göre, eylemli bu durum ve vergi kaydındaki boz sınırı karşısında dava konusu yerin bitişikteki kadim meradan kazanıldığının kabulünün gerektiği, meraların, Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kamu mallarından olup, özel mülkiyete konu edilemeyecekleri, diğer yönden, süresi neye ulaşırsa ulaşsın mera toprağının imar-ihya, kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin de mümkün bulunmadığı-
Kadastro tutanağı düzenlenmeyen ve paftasında yol olarak gösterilen yerle ilgili olarak kadastroya tabi olması yolunda herhangi bir iddia vaki olmamış ve dava tarihine kadar geçen süre içerisinde hak arama yoluna başvurulmamış olduğundan, davanın, makul sürede açılmadığı ve dava konusu taşınmazın paftasında yol boşluğu olarak gösterildiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıl geçmediği dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği- Mülkiyetin tesbiti davasında, uyuşmazlık konusu taşınmaz bölümü yol niteliği ile kamu emlakına dönüşerek kamu malı niteliğini kazandığından, bu yerin özel mülkiyet şeklinde tapuya tescilinin mümkün olmadığı, tescil kararı verilemediği durumlarda mülkiyetin tesbitine karar verilmesi gerekeceği, Hazine ve ilgili kamu tüzel kişileri TMK. mad. 713/3 uyarınca kanuni hasım durumunda olduğundan, eksik harcın davacı taraftan alınmasına, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.