398 ada 18 parsel sayılı taşınmazdaki 179/873 payını dava dışı Ö.'e satış suretiyle temlik ettiğini, daha sonra sırasıyla Ö.'in dava dışı Gürhan'a, Gürhan'ın da davalı Ö.'e yine satış suretiyle devrettiğini, ehliyetsiz olduğu dönemde hile ile taşınmazın elinden alındığını, davalı ile dava dışı ara maliklerin kötü niyetli olduklarını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline-
Öncelikle davacının tedavi gördüğü tüm sağlık kuruluşlarından tedavisiyle ilgili belge, hasta tabela ve müşahade kağıtları ile grafilerinin getirtilmesi, işlem tarihinde hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığının saptanması bakımından 2659 Sayılı Yasa'nın 7. ve 16. maddesi hükümleri uyarınca Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden rapor alınması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde, diğer iddiaları üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekeceği-
Akıl hastalığı sebebiyle hacir altına alınmış olan kimsenin, medeni hakları kullanma ehliyetinden mahrum olacağı ve böyle bir kimseden önceki taahhütlerini yerine getirmesinin beklenemeyeceği, işleminin tasfiye edilmesi gerekeceği–
Vasinin ölmüş olmasının, vasilik görevini sona erdirir (TMK.md.479) ise de, küçüğün vesayet altına alınmasını gerektiren durumun mevcudiyetini ortadan kaldırmayacağı, vesayeti gerektiren halin varlığını sürdürdüğü, durum böyle olunca küçüğe yeni bir vasi atanmasının gerekeceği, ne var ki küçüğün ana ve babasının sağ olduğunun da görüldüğü, dava ana ve babaya ihbar edildiğinde bunların velayeti talep etmelerinin mümkün olduğu-
Bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, yargılama sırasında davacı vesayet altına alınmış ve kendisine sulh hukuk mahkemesince vasi tayin edildiği, 4721 sayılı TMK 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından davaya devam edilmesi hususunda izin alınması ve vasi aracılığıyla veya vasinin tayin ettiği vekil aracılığıyla davaya devam olunması gerekirken, mahkemece davacının dava ehliyeti sona ermesine rağmen yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
8. HD. 05.12.2017 T. E: 6814, K: 16235-
8. HD. 18.06.2019 T. E: 3307, K: 6124-
«Miras ortaklığı temsilcisi»nin, «özel kayyım» niteliğinde olduğu, temsilcinin sıfatına karşı yapılan itirazların ya da temsilcinin ileri sürdüğü kaçınma (özür) sebeplerinin vesayet makamı (sulh hukuk mahkemesi) tarafından inceleneceği, burasının itirazı red etmesi halinde, denetim makamına (asliye hukuk mahkemesine) başvurulabileceği–
Ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği-
Mahkemece velayet hususunda uzman raporu alınmış ise de; alınan raporda anne ile görüşme yapılamadığı, ev sahibinin anne hakkında bilgisine başvurulduğu belirtildiğinden, gerçekleşen bu durum karşısında kanıtlanamayan davanın reddi gerekirken yetersiz uzman raporuna dayanılarak, annenin velayet hakkının kaldırılmasına karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.