Birikmiş nafaka alacağının ilam tarihinden itibaren muaccel hale geleceği, karar tarihinden takip tarihine kadar faiz istenebileceği-
Manevi tazminat davalarında avukatlık ücretinin, hüküm altına alınan miktar üzerinden AAÜT'nin 3. kısmına göre belirleneceği, manevi tazminatın tamamen reddi halinde ise, AAÜT'nin 10/3 maddesinde, avukatlık ücreti olarak tarifenin 2. kısım 2. bölümündeki miktarlara hükmolunacağı-
Sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir takip ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiği-
“Takip talebinde borçludan istenen işlemiş faiz miktarı” açıkça belirtilmiş olduğundan, ayrıca faizin başlangıç tarihi açıklanmamış ise de, takip talebinde dayanak bonoların vade tarihleri yazılmış ve bono örnekleri de takip talebi ekinde icra dairesine sunulmuş olduğundan, faizin “bononun vade tarihinden başlayacağı” doğal olduğundan, basit bir hesaplama ile de faiz oranı bulunabileceği gibi, bu eksikliğin her zaman alacaklıya da tamamlattırılması mümkün olduğundan, bu yöne ilişkin borçlunun şikayetinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takip dayanağı ilamın, 2 nolu bendinde, “Davacının davasının ıslah edilmiş hali ile kabulüne, 1.000,00 TL’nin faizsiz, ıslah edilen 49.395.224 USD’nin hesap tarihi olan 13.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte borcu üstlenen davalı Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’ndan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş olmakla, takibe konu 1.000,00 TL’nin faizsiz olarak tahsiline hükmedildiği görüldüğünden, mahkemece, ilamın 1.000,00 TL alacak kaleminin faizsiz tahsil edileceğine dair açık hükmü nazara alınarak, Yargıtay uygulamasının ilamda faizle ilgili olumlu olumsuz hüküm bulunmaması haline münhasır olduğu somut olayda uygulanamayacağı ve hükmün yorumlanarak icra edilemeyeceği kuralları çerçevesinde, bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Karar tarihi itibariyle temyiz kesinlik sınırı 1.890,00 TL olup davacılar için ayrı ayrı hükmedilen manevi tazminat miktarları bu rakamdan az olduğundan kararın temyize tabi olmadığı-
Üst sınır ipoteğinde, ipotekle teminat altına alınan ana borç, faiz, icra takip giderleri ve taraflarca kararlaştırılan fer’ilerden oluşan toplam borç miktarının ipotek limitini aşamayacağı, limiti aşar şekilde takip yapılmasının süresiz şikayete neden olacağı–
Geçerli şekilde ortaklık ilişkisi kurulmadığının tespiti, hukuka aykırı şekilde kurulan yatırım ilişkisinin hükümsüzlüğü ve davalılar tarafından tahsil edilen paranın istirdadı istemi-
Takibe konu edilen belgeler kambiyo senedi niteliğinde olmayıp yazılı delil başlangıcı sayıldığından ve takipten önce de davacının davalıları temerrüde düşürdüğü kanıtlanamadığından, vade tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin doğru olmadığı gibi, işlemiş faiz talebinin reddi gerekirken, reddedilmemesi bozmayı gerektireceği-
İlamda, «asıl alacak» dışında, ayrıca «... faizin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine» hükmedilmiş olması halinde, bu nitelikteki faizin kapitale dönüşmüş olmayacağı, bu nedenle bu faiz alacağına ayrıca karar tarihinden ya da takip tarihinden itibaren ayrıca faiz yürütemeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.