İhale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve sat bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK'nin 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının zorunlu olduğu- Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususların ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlar olduğu-
Taşınır rehninin satışının ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren en geç 1 sene (şimdi; 6 ay) içinde, ‘taşınmaz rehninin satışının ise aynı tarihten itibaren en geç 2 sene (şimdi; 1 yıl) içinde istenebileceği’ne dair olan İİK. 150/e hükmünün emredici hüküm olup mahkemece re'sen gözetilmesi gerekeceği; bu sürelerden sonra takip düşmüş olacağından yapılan ihalenin de sırf bu nedenle feshi gerekeceği-
Satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaya yetmemesi halinde, icra müdürünün sıra cetveli yapmak zorunda olduğu (İİK. mad. 100; 140)- Şikayet eden üçüncü kişinin, icra dosyasının tarafı olmasa da, haciz alacaklısı olması nedeniyle sıra cetveli düzenlenmesini talep etmekte hukuki yararı olduğu ve bu konudaki şikayette de aktif husumet ehliyetinin bulunduğu-
7251 s. K. ile HMK m. 353/1-b-3 maddesine eklenen “başvurunun esastan reddine veya” ibaresi ile HMK m. 356'ya eklenen 2. fıkraya göre bölge adliye mahkemesi tarafından yargılamada eksiklik görülerek dava konusu uyuşmazlık üzerinde duruşma açılarak inceleme yapılması durumunda esastan ret kararı verilmesinin mümkün olduğu- Bölge adliye mahkemesince kararın verildiği tarihte bu ibare ve hüküm yürürlükte olduğundan bölge adliye mahkemesince bu tarihte yürürlükte bulunan hükümler gereğince duruşma açılarak bilirkişi raporu alınması sonucunda HMK m. 356/2 kapsamında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin yapılan yeni kanun değişikliğine ve hukuka uygun olduğu- "Bölge Adliye Mahkemesince ilk derece yargılamasında görülen eksikliğin duruşma açılmak suretiyle tamamlandığı anlaşıldığından, HMK m. 353/1-(b)-1 gereğince duruşma açılmaksızın tamamlanabilecek yargılama eksikliklerinin varlığı durumunda dâhi, Bölge Adliye Mahkemesince esastan yeni bir karar verilmesinin gerekli kılınmış olduğu nazara alındığında, yargılamadaki eksikliğin duruşma açılarak giderilmesi hâllerinde, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilemeyeceği, bu gibi hâllerde de esastan yeni bir hüküm kurulması gerektiği; bunun HMK m. 297'ye aykırı olduğu, zira gerekçe ve sonucun birbirinden farklı olamayacağı, Bölge Adliye Mahkemesince yeni delil toplamak suretiyle verilecek esastan ret kararının HMK'nun sistematiğine de aykırı olduğu" görüşünün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Her düzenlenen sıra cetveline İİK'nın 142. maddesi uyarınca cetvel suretinin tebliğinden itibaren alacaklıların müstakil ve yeni bir itiraz hakkının olduğu-
Birden fazla alacaklı bulunması ve ihale bedelinin tüm alacakları karşılamaması nedeniyle, İİK. mad. 140 gereğince, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmasına karar verilmesi gerektiği-
İcra müdürlüğü tarafından düzenlenen "yediemin parasının ödenip başkaca para kalmadığına" ilişkin karar "sıra cetveli" mahiyetinde olduğundan, davacının itirazı anılan kararda yapılan hesaplamaya ilişkin olup sıra cetveline şikayet mahiyetinde olduğu ve şikayet yolu ile icra hukuk mahkemesinde ileri sürülebileceği-
Mahkemece şikayetin reddine dair verilen kararın, esasa ilişkin nedenle bozulduğu ve önceki hükümde direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılan temyiz incelemesi sonucunda uyuşmazlığa konu hususta kararı veren icra hukuk mahkemesinin değil asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu belirtilerek dava şartları yönünden kararın bozulduğu, bu bozma kararı ile Özel Dairenin bozma kararının ortadan kalktığı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararının, gereğinin yerine getirilmesi gereken asıl bozma kararı haline geldiği, bu durumda son bozma kararına uygun olarak Mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerekirken bozma kapsamına aykırı biçimde uyuşmazlığın yeniden esasına girilerek, yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Müracaata bırakılan dosyanın, üç ay içinde yenilenmemesi halinde, «davanın açılmamış sayılmasına» karar verilmesi gerekeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.