Maddi tazminat-
İlâmsız takibe süresinde itiraz edildiğinden takibin durması gerektiği ve satışın yapılamayacağı ileri sürerek satışın iptalini talep edilmişse de, ileri sürülen hususların ihalenin feshi sebebini oluşturmayacağı- "Borçlunun süresinde borca itiraz ettiği hâlde takibin durdurulmasına karar verilmeyerek takip işlemlerine devam edilmesinin kamu düzeni ile ilgili olup süresiz şikâyete tâbi olduğu, kesinleşmeyen takipte satış talebinde bulunulamayacağından ihalenin feshinin gerektiği, borçlu vekilinin meskeniyet şikâyetinde bulunduğu, bu şikâyetin sonuçlanmadan taşınmazın satışının yapılmasının da fesih nedeni olduğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Temlikle ilgili muvazaa iddiasının sıra cetveline itiraz niteliğinde olduğu, bu tür davalara bakma görevinin İİK'nın 142/3. maddesi uyarınca genel mahkemelere ait olduğu- Sıra cetvelinde yer alan bazı alacaklar ile ilgili açılan dava ile muvazaa iddiası ile açılan birleşen dava dosyalarının sonuçlarının bekletici mesele yapılıp alacağın esası ile ilgili uyuşmazlıklar çözüme kavuşmadan sıra cetveli hakkında karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Nakit paranın haczinde, kural olarak taşınır hükümlerinin uygulanacağı,borçluya ait nakit parayla karşılaşan icra memurunun, İcra ve İflâs Kanunu'nun 89'uncu maddesi değil;88 inci maddesi hükmü çerçevesinde bu parayı haczedebileceği-
Alacağın temlikinin mutlaka icra dairesinde düzenlenmesi gerekmediği- Adi yazılı şekilde yapılmış alacağın temliki sözleşmesi daha sonra sunulmuşsa da, temlik alan tarafından temlik sözleşmesindeki yükümlülüğün yerine getirilerek dosya alacağının daha önce temlik edildiği banka dekontu ile sabit olduğundan, dosya alacağının haciz tarihinden önce temlik edildiğinin kabulü gerektiği- Belirtilen banka dekontu karşısında, alacağın temliki sözleşmesinin icra müdürlüğüne sonradan sunulmasının sonuca etkili olmadığı- Temlik edenin icra dosyasında bir alacağı kalmadığından, haciz işleminin usulsüz olduğu- "Alacağın temliki sözleşmesinin her zaman düzenlenebileceği, banka dekontunun temlikin daha önce düzenlendiğini doğrulamadığı, temlik sözleşmesinden önce dosya haciz müzekkeresi, icra dosyasına şerh edildiğinden haciz işleminde bir usulsüzlük olmadığı, şikâyet yolu ile haczin kaldırılmasının istenemeyeceği, temlik alacaklısının ancak istihkak davası yolu ile dosya alacağı üzerinden haczi kaldırtabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Üçüncü kişiye İİK.nun 89 maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi değil haciz müzekkeresi gönderilmiş olup, üçüncü kişinin bu müzekkereye karşı haczi istenen borçluya ait mevduat hesabı üzerinde rehin hakkı olduğunu beyan etmesinin istihkak iddiası niteliğinde olduğu; mahkemece duruşma açılarak İİK.nun 96 ve bunu izleyen hükümler uyarınca başvuruyu istihkak davası olarak niteleyip bu davanın usulüne göre inceleme yapıp sonucuna göre bir karar vermesi gerekeceği-
Şikayetçi işveren tarafından SGK'ya bildirilen ücret bordroları celp edilerek maaş haczi nedeniyle borçlunun maaşından kesinti yapılmayan miktar belirlenip şikayetçinin bu miktarla sorumlu olduğuna karar verilmesi gerekeceği-
İlmuhaberlerin hisse senetleri gibi kıymetli evrak niteliğinde bulunan senetler olduğu, bu nedenle İİK.'nun 88. maddesine göre fiilen el konularak haczedilebilecekleri-
Dava dışı borçlunun davalı banka nezdinde açılmış bulunan hesaplarındaki mevduatları üzerinde haciz konulması halinde Banka’nın yükümlülüğünün, haciz yazısının geldiği tarihte hesapta bulunan meblağın icra dosyasına gönderilmesi ile sınırlı olduğu, haciz yazısından sonra hesaba giren paralardan Banka’nın sorumlu tutulamayacağı-
Haciz ihbarnamelerinin tamamı TK’nun 21/2 maddesine göre tebliğ edilmiş olup, mazbatalar üzerinde ilgili meşruhatın yazılmaması nedeni ile tebliğlerin usulsüz olduğu- Şikayetçinin taşınmazları üzerine usulsüz tebliğler sonrası haciz konulmuş ise de, şikayetçinin, bahsi geçen taşınmazlarda intikal işlemi yaptırdığı ve hisselerini sattığı görüldüğünden, hiç kimsenin, aleni tapu sicilindeki bir kaydı bilmediğini ileri süremeyeceği ve haciz tarihinde taşınmazın borçlu adına kayıtlı olmasının zorunlu ve yeterli olduğu gözetilerek, şikayetçinin intikal ve satış ile haciz işlemini öğrendiği ve haciz ihbarnamelerinden bu tarihlerde haberdar olduğunun kabulü gerektiği- Yasal yedi günlük süre geçtikten sonra icra mahkemesine yapılan başvurunun süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.