Talimat yazısı, borçluya ait menkul ve gayrimenkul mallar ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakların haczi yönünde ve genel nitelikli olmayıp da, belli bir malın haczini isteyen "nokta haczi" biçiminde yazılmış ise, bu halde anılan hacizle ilgili şikayetin, talimatı yazan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesince inceleneceği, yani böyle hallerde İİK.nun 79. maddesi hükmünün uygulanamayacağı-
Birden fazla icra takibi hakkında şikayette bulunulması halinde, kesinlik sınırının her bir icra takip dosyasındaki şikayete konu miktarlara göre belirleneceği-
Davalı eş ve müşterek çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakasının,boşanma davasının reddedilmesi ve nafakanın devamına ilişkin bir karar da verilmemiş olduğundan boşanma hükmünün kesinleşeceği tarihe kadar devam edip kesinleşme tarihinde son bulacağı-velayet hakkının boşanma hükmü ile beraber herhangi bir tarafa verilmemesi halinde boşanma kararının kesinleşmesi ile birlikte çocuklar lehine hükmedilen nafakanın sona ereceği-
Alacaklının haciz isteminin icra müdürlüğünce yerine getirilmesinin zorunlu olduğu ve icra müdürlüğüne, “haczi talep edilen taşınır, taşınmaz ya da hakların haczinin mümkün olup olmadığı” konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığı, haczedilmezlik iddiasının ancak borçluya tanınan bir hak olduğu ve şikayet üzerine icra mahkemesince bu konuda bir karar verilebileceği-
Alacaklının; takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun üçüncü kişi nezdindeki (doğmuş) alacakları için 3.kişiye İİK.nun 78. ve müteakip maddeleri gereğince yazılacak bir haciz yazısı ile haciz konulmasını isteyebileceği gibi, İİK.nun 89.maddesine göre haciz ihbarı gönderilmek suretiyle de haczini talep edebileceği, borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin ise ancak İİK.nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkün olduğu-
Borçlu şirkete gönderilen her iki maaş haczi müzekkeresinin de tebliği alan kişinin şirketi temsile yetkili olup olmadığı araştırılmaksızın şirket çalışanına yapıldığı anlaşıldığından, anılan tebliğ işlemlerinin usulsüz olduğu, bu nedenle aleyhe uygulanan haciz işlemlerinin kaldırılması gerektiği-
Haciz işleminin, talimat yoluyla değil de, doğrudan resmi kuruma haciz müzekkeresi yazılarak yapılmış olduğu, buna göre, haciz işlemini yapan icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesinin şikayetleri incelemeye yetkili olduğu anlaşılmakla, mahkemece, dosya tefrik edilerek yetkisizlik ile birlikte dosyanın yetkili Adana İcra Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın İİK’nun 89. maddesine göre değil de, taşınır hacizlerine ilişkin 88. maddesine göre haczedilmesinde, tıpkı taşınırlarda olduğu gibi, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması gerektiği- Şikayetçinin alacaklı olduğu icra dosyasında borçlunun Maliye Muhasebe Müdürlüğü'ndeki alacakları üzerine ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği gözetildiğinde, takibin kambiyo senedine dayalı olduğu anlaşıldığından, ihtiyati haczin ödeme süresi olan 10 günlük sürenin dolduğu tarihte kesinleştiğinin kabul edileceği- Şikayetçinin haczinin kesinleştiği tarihten itibaren İİK'nın 106. maddesindeki bir yıllık süre içerisinde bu paranın icra dosyasına celbini istemediği, bu nedenle haczinin anılan 110. madde hükmü uyarınca düştüğü anlaşıldığından, mahkemece, sıra cetveline ilişkin şikayetin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddi gerektiği-
Borçlunun 3. kişide parasının bulunması halinde 3. kişiye “haciz ihbarnamesi” yerine “haciz müzekkeresi (yazısı)” gönderilmesi ile bu paranın haczedilmiş sayılacağı, buna karşın 3. kişide borçlunun bir alacağı (parası) yoksa o zaman, 3. kişiye gönderilen “haciz yazısı” ile İİK.nun 89. maddesindeki sonuçların doğmayacağı ve söz konusu paranın haciz yazısına cevap vermeyen 3. kişi zimmetinde sayılmayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.