Zamanaşımını kesen işlemlerin alacaklı tarafından icra takibinin devamını sağlamaya yönelik olarak yapılan icra takip işlemleri olduğu, kıymet takdiri işleminin ve tapu müdürlüğüne yazılan müzekkerenin icra müdürü işlemleri olması sebebiyle zamanaşımı kesmeyeceği-
Davalı kiracı, ıkım öncesi kiralananı tahliye ettiğine ve anahtar teslimine ilişkin bir belge sunmadığından, takip konusu yapılan kira bedelleri, kiralananın yıkım tarihinden önceki döneme ilişkin bulunduğuna göre işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kiralananın niteliğine göre hasılat (ürün) kirası söz konusu olup Türk Borçlar Kanunu'nun 362/2. maddesi gereğince, davalı kiracıya 60 günlük ödeme süresini içeren ödeme emrinin tebliğ edilmesi gerekirken otuz gün ödeme süreli ödeme emri düzenlenmiş ve tebliğ edilmiş olduğundan bu ödeme emrinin temerrüde esas teşkil etmeyeceği, bu nedenle tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Takibe dayanak yapılan senette tanzim yeri bulunmadığı gibi, bonoyu tanzim edenin ad ve soyadı yanında bir idari birim de gösterilmediğinden, bu durumda, tanzim yeri belirlenmeyen bu belgenin kambiyo vasfının bulunmadığı, bu hususun icra mahkemesince re’sen nazara alınarak takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
«Takip konusu senedin teminat senedi olduğu»nu ileri sürmenin «borca itiraz» niteliğinde olduğu—
Kiralananın tahliye edildiğinin kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılmasının yeterli olmadığı, anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerektiği- Davalılar kiralananın anahtarının davacıya teslim edildiğini kanıtlayamadığından, icra takibine dayanak olarak gösterilen kira sözleşmesi uyarınca davacının kiraya veren, asıl davada davalının kiracı ve birleşen davada davalının ise kefil sıfatı ile sözleşmenin tarafı olduklarının kabulü gerektiği ve bu durumda anahtar teslim edilmediği sürece kiracının, kira bedellerini ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam edeceği-
Menfi tespit davasının "hukuki yarar" yokluğu nedeniyle reddi-
Dosya kapsamına göre davalı hakkında davacı aleyhine girişilen icra takibine dayanak yapılan sözleşmenin sahte olduğu gerekçesiyle’’özel belgede sahtecilik’’ suçundan açılmış kamu davası bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalının takipten haberdar olup olmadığı ve kötü niyetli olup olmadığı anılan ceza davasının sonucunda ortaya çıkacağından ve orada belirlenen maddi vakıalar hukuk hâkimini bağlayacağından ceza davasının sonucu beklenip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Senetteki imzanın inkar edilmemiş olması halinde, ismin yazılmış olmasının sonuca etkili olmayacağı—
Tahliye taahhüdünün, kira sözleşmesinden çok kısa bir süre sonra verilmiş olmasının, onun geçersizliğini (kötüniyetle düzenlendiğini «MK 2») göstermeyeceği–
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.